Türk Sağlık Sen Şube Başkanı Mustafa Serdar Trabzon Gazeteciler Cemiyeti'nde düzenlediği basın toplantısında döner sermaye sistemine ilişkin açıklamalarda bulundu.

Serdar, açıklamalarında şu ifadelere yer verdi: “Ülkemizde son 10 yılda döner sermayeler kadar eriyen hiçbir ücret yoktur. Döner sermaye sistemi dibe vurmuş, tabanı görmüştür. Aşırı iş yükü bulunan ve çalışanların fedakârca hizmet yürüttüğü sağlık kurumlarımızda ne yazık ki iş döner sermayeye gelince önümüze kocaman bir sıfır rakamı konmaktadır. Bugün döner sermayelerden memnuniyet minimum düzeye düşmüştür. Her çalışan muzdarip ve şikayetçidir. Sağlık yöneticileri de çalışanların bu memnuniyetsizliğinden ve döner sermayelerin halinden haberdardır ama çözümsüzlük devam etmektedir. Çalışanların beş yıl önceki döner sermaye ücretlerini mumla aramaları durumun vahametini de açıkça göstermektedir. Türk Sağlık-Sen olarak bu çözümsüzlüğe ve vurdumduymazlığa son verilmesi için geçtiğimiz aylarda Sağlık bakanlığı ve Üniversite Hastaneleri çalışanlarının döner sermaye taleplerini içeren binlerce dilekçeyi Sağlık Bakanlığı ve YÖK’e teslim etmiştik. Her iki kurumun yöneticilerine de bu durumu defalarca anlattık. Yaklaşık 1 yıl önce Genel Başkanımızın Sayın Sağlık Bakanı ile yaptığı görüşmede Bakan bey yönetmelik değişikliği yapacaklarını bunun için çalışmalara başladıklarını açıklamışlardı. Aradan geçen sürede ne yazık ki hala bir somut adım atılmamıştır. Biz döner sermayeler ile ilgili sorunlara değil, fakat yanlışta ısrar edilmeye ve sorunlar görmezden gelinmeye devam ediliyor. Bugün çalışanın sesini bir kez daha duyurmak ve döner sermaye taleplerimizi bir kez daha iletmek istiyoruz. Öncelikle ifade etmek isteriz ki; Döner sermayede bu düzen böyle gitmez. Sistem baştan aşağı yeniden revize edilmelidir. Revize edilirken en temel alınacak husus, çalışanın sistemin merkezine yerleştirilmelidir. Adalet tesis edilmeli, hiçbir çalışan haksızlığa uğramamalıdır. Çalışanın alınterinin kurumların finansal sıkıntıları için heba edilemeyeceği bir düzenleme yapılmalıdır. Döner sermaye sistemi yeniden revize edilerek gerek meslek grupları içerisinde ve gerekse hastaneler arasındaki aylık döner sermaye ücret farklılıkları yeniden düzenlenmelidir. Öyle ki Sağlık Bakanlığı ve Üniversitelere bağlı tüm Hastanelerde, İl ve İlçe Sağlık Müdürlüklerinde, TSM'lerde ve ayrıca Adli Tıp Kurumu sözleşmeli çalışanları (istisnalar hariç) ya hiç döner sermaye alamamakta ya da kişi başına 50-80 tl gibi çok komik rakamlar almaktadırlar. Günümüzdeki hayat pahalılığı ve gerçek enflasyon gözönüne alındığında artık bu durum dayanılmaz hale gelmiştir. Ömrünü tamamlayan mevcut döner sermaye sistemi, sivil toplum örgütlerinin de görüşü alınarak yeniden günün şartlarına göre revize edilmeli ve döner sermayelerimiz mutlaka ama mutlaka emekliliğe yansıtılmalıdır. Bu çerçevede de emeklilikte sağlık çalışanlarını bekleyen sefalete son verilmelidir Sistem revize edilinceye kadar halen yürürlükte olan mevcut sabit ek ödeme sistemi her çalışanın tavan katsayısı oranına çıkarılmalıdır.”

SİSTEM KARMAŞIK SORUN BÜYÜKTÜR

“Sistem karmaşık, sorun büyüktür. Ama kamu iradesi de bunu çözecek güçtedir. Sağlık Bakanlığı ve Üniversitelerimize bağlı hastanelerde ve Adli Tıp Kurumunda sözleşmeli görev yapan fedakâr çalışanları da sorunun çözülmesini dört gözle beklemektedirler.  Yöneticilere sesleniyoruz; Günümüzde maaşların eridiği ve adeta kuşa döndüğü açıktır. Çalışanların tek umudu Döner sermayelerin yeterli düzeyde ödenmesidir. Ancak yıllardan beri döner sermayelerde yaşadıkları gelir kaybı nedeniyle çalışanların yaşadığı ekonomik sıkıntı da, evindeki geçim sıkıntısının vebali sizlere aittir. Çalışanın emeğinin karşılığı teslim edilmeli, ekmeğiyle oynanmamalıdır. Bu sorunu çözmek için çaba harcayınız. Sağlık çalışanları için artık sabır taşı çatlamıştır. Kabul edilebilir bir döner sermaye sistemi için gerekli yasal düzenlemeleri bir an önce yapınız.  Türk Sağlık-Sen olarak adaletli bir döner sermaye düzeni kurulana, çalışanların aldığı ücretler makul bir düzeye çıkarılana ve talepleri karşılana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Bir an bile geri durmayacağız.  Ekmek kavgamızda ne yılgınlık gösteririz ne de vazgeçeriz.”