İnsanoğlunun en büyük buluşlarını ateş, tekerlek, elektrik veya maddi bazı şeyler olarak sayarız. Aslında bir bilim adamının da söylediği gibi insanoğlunun en büyük buluşu “Ekip” halinde çalışmaktır. Ne mutlu bunu başarabilene…

Trabzonspor artık yönetimiyle, teknik ekibiyle, futbolcusuyla ve seyircisiyle bunu başaran bir ekip haline dönüştü.

Böyle olunca da ne kadar eksik futbolcusu olursa olsun, maça ne kadar kötü başlarsa başlasın sabırlı bir futbol sergileyerek kazanmasını öğrendi. Dileriz sezonun sonunda da bunun semeresini görür.

Trabzonspor milli aranın ardından haftanın kapanış maçlarından biri olarak Gaziantepspor’u ağırladı.

Gaziantepspor deyim yerindeyse ‘ligin taş gibi’ takımlarından biri.

Ve artık Trabzonspor’la oynayan her takım ‘Lideri yenmek’ veya ‘Namağlup takımı yenmek’ gibi bir hevesle sahaya çıkıyordu. Zor bir maç olacağı belliydi. Öyle de oldu.

Sezon başından beri Trabzonspor’un en iyi bölgesi orta alandı. Ve bunu iyileştiren de şüphesiz Hamsik ve Bakesetas gibi iki kaliteli oyuncusuydu. İki oyuncu sakattı ve takımda yerini alamadı. Gervinho sezonu kapatmış, Uğurcan da kırmızı kart nedeniyle arkadaşlarını yalnız bırakmıştı. Bunun üzerine takım ısınırken yedek kalecimiz Erce de sakatlandı ve kaleyi üçüncü kaleci Arda teslim aldı.

Beklediğimiz gibi oldu… Maçın başlarında defans bloğu ile orta saha arasında geçişi yapamadık. Deyim yerindeyse kendi yarı sahamızdan çıkamadık. İlk çeyrekte çok büyük tehlike atlattık.

Ancak 19. dakikada kazandığımız duran topta takım kaptanı, son maçların en iyilerinden Abdülkadir’in ortası direkt kaleye gidince Trabzonspor rakibi karşısında 1-0 öne geçti. Böylece maçın da şekli değişmiş oldu. Bu gol Trabzonspor’a adeta hayat öpücüğü oldu.

42. dakikada sahanın en iyilerinden Nwakaeme’nin harika pasında Djaniny, 45. Dakikada da Djaniny’nin pasında Cornelius skora katkı koydu ve ilk yarı Trabzonspor’un 3-0 üstünlüğüyle sona erdi.

İkinci yarına ilk yarıdaki futbolundan uzak bir görüntü sergileyen Trabzonspor, net pozisyonlar bulsa da bunları gole çeviremedi ve maçı 3-0 kazanarak, zirvedeki namağlup ünvanını sürdürdü. Bu galibiyetle Trabzonspor'un yenilmemezlik serisi 25 maça çıktı. Takımına sabırlı ama pes etmeyen bir futbol oynatan Abdullah Avcı’nın bunda katkısı çok büyük.

Ancak bazı oyuncuların kendini biraz daha geliştirmesi gerekiyor. Ayaktan zamanında çıkmayan toplar, bencilce hareketler kalemizde pozisyon oluyor.

Hakeme gelince, maçın ilk dakikalardaki pozisyon dışında bana göre doğru bir maç yönetti. Kaldı ki bu hata da maçı yöneten hakemin değil kendisini VAR’a davet etmeyen hakemindi. Belki izlese de aynı kararı verecekti. Ancak bize göre Hugo’yu atmayarak hata yaptı. Başka bir hatası da yoktu. Eminim eksik de kalsak, geriye de düşsek bu inançla bu maçı yine kazanırdık. O yüzden bu maçın altında başka bir şey arayanlar aynaya baksınlar. Daha bir gün önceki maça baksınlar...

Trabzonspor gelecek hafta Fatih Karagümrük'e konuk olacak. Bu maçta çok şeyler olabilir. Trabzonspor çok dikkatli olmalı.

Kalın sağlıcakla…