Boğaziçi Üniversitesine yapılan Rektör ataması yeni yıl da gündemimize oturdu.

Her seferinde durumdan vazife çıkararak ortalığı birbirine katma hususunu da oldukça başarılı olan kitleler şimdi de faaliyete geçti.

Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğüne ataması yapılan Prof. Dr Melih Bulu hakkında yapılan protestolar sonucu, bizlerde araştırma yapmak durumunda kaldık.

Prof Dr. Sayın Melih Bulu aslında çok akademik kariyere sahip olmasını yanında görsel ve yazılı basın tarafından çok gündem olmamış tanınabilirliğini mütevazı kişiliği ile gizleyen bir şahsiyet.

1970 yılında Kırıkkale'de doğdu. Yükseköğrenimini Orta Doğu Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümünde tamamladı (1992). Boğaziçi Üniversitesi İşletme bölümünde finans alanında yüksek lisans; yönetim ve organizasyon alanında doktora eğitimi aldı.

Eğitimini tamamladıktan sonra Ankara'da savunma sanayinde zırhlı personel taşıyıcı üretimi yapan FMC-Nurol ve F-16 uçaklarının üretimini yapan Türk Uzay ve Havacılık Sanayi Şirketi (TUSAŞ) firmalarında çalıştı. P&G firmasında fabrika müdürü olarak verimlilik ve maliyet tasarrufu alanlarında görev yaptı. Ayrıca üretim ve hizmet sektöründe çeşitli firmalara strateji ve yönetim konusunda danışmanlık yaptı.

Yani yüzde 100 yerli bir şahsiyet. Boğaziçi’ne Rektör olarak atanıyor ve olaylar patlak veriyor.

Tam 108 yıl Boğaziçi Üniversitesini yönetenlerin isimler aynen şöyle;

1. Cyrus Hamlin (1863-1877)

2. George Washburn (1877-1903)

3. Caleb Frank Gates (1903-1932)

4. Paul Monroe (1932-1935)

5. Walter Livingston Wright (1935-1943)

6. Floyd Henson Black (1944-1955)

7. Duncan Smith Ballantine (1955-1961)

8. Patrick Murphy Malin (1962-1964)

9. Dwight James Simpson (1965-1967)

10. John Scott Everton (1968-1971)

1863 den 1971’ e kadar Üniversiteyi yönetenler böyle iken neden bizden birisi olunca kıyamet koptu.

Neymiş, daha önce AK Partiden Vekil adayı olmuş.

Kim var ki siyasetle bir bağı yok.

Kemal Alemdaroğlu neydi. Kemal Gürüz neydi. Nur Serter neydi.

Bunlar öğrencilere adeta kan kusturdular. Bir nevi asimile çalışması yaptılar. Bunlar oluyor da bir partiden aday olan olmuyor öyle mi.

Önemli olan almış olduğu görevi siyasete alet etmemek. Kaldı ki şimdiye kadar siyasi kimliğini hiç de duymadığımız bir şahsiyetin bunu yapacağını zannetmiyorum.

Yoksa öküzün altında buzağı mı aranıyor.

CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu bu olaylarda da yine ön sıralarda yer aldı.

THKP’ciler Katil Polis, kökünüzü kazıyacağız slogan attılar. Oysaki Polisimiz canla başla bu milletin emrindedir.

Canan Kaftancıoğlunun önderliğini yaptığı bu Olaylarla “Gezi Olayları” yeniden canlandırılma amaçlanmıştır.

Tutuklanan 17 kişinin sadece 2 si öğrenci. Bu da durumu izah etmeye yeter.

Diğer taraftan Merhum Adnan Menderesin Erken seçim kararı alsaydı Darbe olmazdı Sözünün muhatabı İlker Başbuğ 28 Şubata Çağrı yapmaktadır.

Yine Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’nin başında olmasını hazmedemeyen, bitmiş, tükenmiş, söyleyecek bir şeyi kalmamış bir gazeteci Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın seçimle gitmeyeceğini ancak doğal afet veya büyük bir savaş çıkarsa gider, gibi abuk subuk milletin aklını bulandıran sözlerle neyin çağrışımını yapıyor.

Adam kinden ne hale geldiğini görüyor musunuz.

Çok tehlikeli bir durum.

Allah böylelerine fırsat vermez inşallah.

Bugün hangi, üniversitede partili bir doktor, profesör, doçent yok ki.

Bunların çoğu da ağırlıklı da CHP li.

Bir dönem CHP Genel Başkanının danışmanı öğretim görevlisiydi.

Son Durum.

CHP’yi kendi partilileri bitirecek. Bunu zaman gösterecek.

Canan Kaftancıoğlu Genel başkan olduğunda parti içinde Marjinal gruplar kalacak.

Diğer partililer de ya Muharrem İnce’ye veya Mustafa Sarıgül’e yönelecek.

Yeni bir partide kurulması da mümkün gibi gözüküyor.

Ve son söz.

İl Başkanından Vali oluyordu ya.