Hayat her yönü ile bir şekilde devam etmekteyken, siyasi yönden de hareketliliğini korumaktadır.

Siyaset Türkiye’mizde her dönem, ilgi çekmiştir. Hemen, hemen her kesimden insanın şu veya bu şekilde bir siyasi bağı vardır.

Gerek siyasetin dışında, gerekse içinde olsun bendeniz öyle şeylere şahit oldum ki;  hiçbir zaman oy verdiği partiye üye olmamış hep dışarda kalmış ama ölesiye oy verdiği partiyi savuna gelmiş insanlarla dolu etrafımız.

Veya muhalefetteyken iktidar partisine veryansın etmiş, ama daha sonradan karşı olduğu partiden aday olmuş. Seçim sonucunda da ya Milletvekili veya Belediye Başkanı olmuş. Hiçbiri olamadıysa Bakanlıkta bir yerlere getirilmiş çok tanıdıklarımız vardır.

Geçenlerde çok sevdiğim geçmişte Trabzonspor’da top oynamış daha sonra da Kocaelispor kulübüne transfer olan Yavuz Yaylı (Krem Yavuz) kardeşimle birlikte bir sohbet etme imkânı bulduk.

Kendisi çok hicivci bir kişiliğe sahip olmakla beraber, hayatı olduğu gibi yaşamaya çalışan biridir.

Şöyle bir söz saffetti: “Şu anda Ak Parti İktidarda herkes onun yanında. Yarın CHP iktidar olsun bu gördüğünüz insanlar hep CHP’nin yanında olacak.”

Düşününce doğru… Artık insanlar parti gözetmeksizin siyaset yapıyor.

Ama bu söz ilkeli ve samimi olanlara değil. İlkeli ve samimi olanlar her zaman vardır.

İşte bu ülke insanı içinde çalışan didinenler onlardır. Bunlar her partinin içinde olabilir.

Tabi ki AK Partide, İlkeler üzerine kurulmuş gerçekten Türkiye tarihinde Ülkemize en parlak dönemleri yaşatan en büyük partilerden bir tanesidir. Demokrat Parti yani Merhum Adnan Menderes’in çizgisi devam etseydi çok daha farklı olabilirdi. Daha sonra bu fırsat Merhum Özal’la yakalandı. Yine olmadı engeller herkes tarafından biliniyor. En son Merhum Erbakan Hoca ile yakalandı, bu da değerlendirilemedi. Bu Ülkenin yıldızı ne zaman parlamaya başlasa hep karşısına engeller çıkmıştır. Ya darbe ile veya farklı bir şekilde engellenmiştir.

Tam ümidimizi yitirmek üzereydik ki, AK Parti ortaya çıktı. Gerçekten eleştirilecek çok şeyi olabilir ama yaptıkları da inkâr edilemez.

Tabii ki her şey başta başlandığı gibi olamayabiliyor. Şu anda Sayın Erdoğan’ında belirttiği gibi parti içi samimiyet bitmiş, İlkeler bir kenara itilmiş. Yeni Ömerler aranmaktadır.

Bence var olan Ömerler de bir hata varsa kulakları çekilmeli ve cezalandırılmalıdır.

Peki; şimdilerde de yeni parti kurma çalışmaları,  Sayın Ali Babacan bir taraftan, Sayın Ahmet Davutoğlu bir taraftan çalışmaları başlattı. Ne sonuç verecek acaba. Bence koca bir hiç.

Acaba bu Ömerler kazanılamaz mı?

Bendeniz bir dönem Has Parti İlçe Başkanlığı yaptım. Kurucu olmadan bence bana gelen arkadaşlara, biz yeni bir parti kurma yerine AK Partiye katılalım daha iyi olur dedim dinletemedim. Çünkü programlar ayını, tüzükler aynı.

Sonuç şimdi herkes AK Partide hizmet ediyor.

MHP den ayrılan İYİ Partililer ne yaptı. Sadece bu kadar şanlı bir geçmişe sahip olan bir partinin bölünmesine, gücünün dağılmasına sebep oldu. Acaba gerçekten bu ayrışımı yapanlar şu an biz “Bu işi yapmakla nede iyi yaptık” diyorlar mı? Zannetmiyorum.

Bu yeni kurulacak olan Partileri’n programlarında ne olacak da, seçmen AK Partiye oy vermeyecek de bu partilere oy verecek.

Tahmin ettiğim bir şeyi söyleyeyim. Başlamadan ayrışmaların başladığı bir oluşum başarılı olamaz. Aynı cenahtan olan iki insan sıfırdan başlamak için bir araya gelemiyor. Tek parti kuma yerine iki parti kurulacak.

Bırakın bu Milletin yakasını.

Ey siyasetin önde gidenleri, Ömerleri orda burada aramaya gerek yok. Ömerler yanı başınızda haberiniz yok. Birlik olun bu memleketi düşünün. Sayın Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu sizler Sayın Bahçeliden daha mı Milliyetçi, Devletçisiniz bakın Sayın Bahçeli’ye birçok olmazsa olmazlarından taviz vererek Sayın Erdoğan’a destek veriyor. Size ne oluyor.

Sizler AK Partinin içinde olan insanlarsınız. Parçalayıcı olmayın. Birleştirici olun.

Türkiye’nin geleceği Türkiye insanının birlik ve beraberliği ile orantılıdır.

Liderler siyasi dillerini kirletmemeli, herkesi kucaklamalı. Memleketi ilgilendiren konularda muhalefetle de olsa dahi “istişare” yapılmalı. Ortak akılla hareket edilmelidir.

Yoksa sizin inadınız bizleri uçuruma sürükler. Bunun da hesabı Hem kul indinde hem de Allah indinde büyük olur.

Selam ve dua ile Allah’a emanet olunuz.