Birçok hoca maçı maçtan önce kafada kazanır. Daha sonra da maçı oynar ve kazanır.

Başta Abdullah Hoca olmak üzere sahadaki futbolcular üç hafta mücadele ederek maç kazandıkları için her şeyi hallettiklerini zannettiler  ve eski alışkanlıklarına geri döndüler. Oysa futbol her spor dalında olduğu gibi “CİDDİYET”  ister.

Maçın başlamasıyla Trabzonspor’un laçka oyunu da başladı. Bolca lüzumsuz pas, temassız oyun, tam artık yapmıyoruz dediğimiz ancak tekrar hortlayan geri pas derken bir anda maç 2-0 oldu.

Ve ne kadar acıdır ki Alanyaspor maçı 2-0 yapmak için hiç çaba sarf etmedi. Sadece ikramları değerlendirdi.

Birinci golde takım geri geri giderek gole davetiye çıkardı oysa üstüne  gelen rakibe önde bassa pozisyon olmayacak, devamında Meunier ve Uğurcan golde hatalar zincirine devam ettiler.

İkinci gol tam  bir Uğurcan golü; takım arkadaşın sana dönük değil oyundan kopuk o topu ona atıp tekrar alıp ileriye vurmakla direkt ileriye vurmak arasında ne gibi bir fark var anlamakta zorluk çekiyorum. Kaldı ki o pozisyon öncesi Eren’in gereksiz geri pasından ikinci golü neredeyse yiyorduk.

Bu geri pas yan pas hastalığı bizi bitirecek.

Tamam, oyunda dalgalanmalar olur ancak mücadelede dalgalanmayı nasıl izah edeceğiz. Bir takım yenilir fark yer futbolda her sonuç var ancak ciddiyet ve mücadele noksanlığına ne diyeceğiz; bunun mazereti yok.

Maç 2-0’a gelince koşmak para etmiyor, Alanyaspor’dan çok koştuk ancak hiç bir işe yaramadı. Adamlar oynamadan maçı aldılar hem de bizden çok pozisyona girerek, oysa bizim gol harici net pozisyonumuz yok.

Trabzonspor’un şu anki en büyük eksikliği santrafor bölgesi ve sekiz numara. Enis zaman zaman iyi oynasa da şu haliyle o bölgeyi dolduracak kapasitede değil. Bu kötü oyuna rağmen iyi bir santraforumuz olsaydı maçı alabilirdik.

Uğurcan’a ne olduğunu anlamak zor; Alanyaspor kalecisi Ertuğrul ile yer değiştirsek maçı biz alacağız. Bir kalecinin en önemli özelliklerinden birisi de çevre kontrolüdür, yediği gol artık yıllarca spor programlarında döner.

Trezequet fabrika ayarlarına döndü ve saç baş yoldurmaya başladı.

Meunier geldiğinden beri en kötü maçını oynadı.

Bardi kontenjandan oynamaya devam ediyor, kadro yetersizliğinden sezon sonuna kadar çok 11’de oynar.

Pepe desen kalitesini sadece attığı golde gösterdi şafak sayıyor.

Artık yenilgilere de alıştık hazmetmek eskisi kadar da zor olmuyor.

Bu maç sonucuna göre Abdullah Hoca ile Fatih Tekke’yi kıyaslamak doğru değil.

Maçın özeti; kadro kalitesi rakipten düşük olsa da maçı ciddiye alan takım kaleci farkıyla maçı kazandı.