En son söyleyeceklerimi baştan söyleyeyim sonra maçın yorumuna geçeceğim.

“İddia” ediyorum ‘Çadır Tiyatrosu’ seyrediyoruz  gibi geliyor bana…

Naklen yayın ihalesi, reklam gelirleri, yayıncı kuruluş reklam gelirleri; kısaca paranın en önemli meta olduğu endüstriyel futbol, insanların futbol zevkine ve beklentilerine büyük darbe vuruyor.

Evet şampiyon olacağız ancak futbolu manüple eden eller ne zaman, hangi hafta şampiyon olmamıza müsaade ederse o zaman şampiyonluğu ilan edeceğiz. Bu nedenle bize müsaade ettikleri kadar sahada dönen oyunu oynuyoruz. Bu fikrimi bir kenara not ediyorum ve sadece futbolun içinde kalarak güya sahada oynanan oyunu yorumlamak istiyorum.

Bir defa Trabzonspor koca bir ilk yarıda ne oynamaya çalıştı veya oynamak istedi bilen varsa bana izah etsin. Bir takım kötü oynayabilir ancak kötü mücadele edemez, kötü koşamaz. Sezon genelinde birçok maçta yaptığımız gibi oyuna rölantide başlayıp yavaş tempoda çokça yan pas yaparak ilk yarıyı heba ettik. Üstüne üstlük bir de frikikten gol yedik evlere şenlik. Uğurcan çok iyi kaleci ancak frikikte “Uyurcan” oldu. Yaptırdığı barajın üzerinden golü yedi. Golü yemeden bizim olduğumuz kale arkasından golü yiyeceği o kadar belli oluyordu ki bizim bile gördüğümüz hatalı barajı kalecimiz göremedi, yazık. Gerçi Uğurcan’ın canı sağolsun kurtardığı maçlara sayalım.

Takım olarak yanlış 11 ile sahaya çıktık ancak yanlış takım bile olsa mücadele etmesi gerekir. O da yok al gülüm ver gülüm. Tam da deplasmana gelen takımların istediği bir oyun şekli. Önde basma yok, pres yok, oyunu kanatlara yıkma yok, 2’ye bir yok, Hamsik’in şutu dışında bir şut yok. Koca bir ilk yarı heba olup gitti, üstelikte 1-0 geriye düştük.

Bir defa Trabzonspor’un ideal orta sahası Hamsik, Dorukhan, Siopis olmalı; hatta orta saha 1 kişi bile oynayacaksa o Siopis olmalı  hem takıma hem de tribüne enerji vererek orta sahayı diri tutuyor. Onun olmadığı maçlarda olduğu gibi Karagümrük maçında da rakip takım ortasahayı çok kolay geçti. Avcının bu kadar saçma bir dizilişle sahaya çıkması akıl alır gibi değildi. Hele Yusuf’u oyuna sol bek alması tam bir skandal orada orjinal Buchacz’ı oyuna almak varken Yusuf’u orada harcamanın mantığı ne? Maçta hiç bir şey yapmayan Bakasetas’ı  Abdülkadir Ömür’le değiştirse Buchacz’ı sola alsa oyunu dengeleme şansı var. İlk yarı böyle heba oldu.

Takım ikinci yarıya önde basarak başladı. Tam Cornelius’luk bir oyun şekli ancak Cornelius oyunda yok, akıl alır gibi değil. Eğer Cornelius sakatlanmamışta oyundan alınmışsa tam bir skandal. Sezon başından beri rakip ceza alanına bu kadar yüksek top gönderdiğimiz bir maç hatırlamıyorum ve Cornelius oyunda yok. Bu tam bir hoca faciasıdır. Tut ki orta yapıyoruz rakip defans ve kaleci çıkarıyor bunu tekrar tekrar denemenin bir anlamı yok ki! Korneri pasla kullan, yerden sert orta kes daha mantıklı bunu da hiç denemedik.

Nwakaeme sağlamsa oynamalı o da kesik yedi. Oyuna girdikten sonra iyi işler yaptı ancak o da uzun bir süre çizgiye çakılı kaldı. Marek Hamsik 2-3 kez fırçalı uyarı yaptı ancak Nwakaeme bildiğini okudu. Bir de sözleşmesi sezon sonu bitecek bir futbolcu ile devre arası anlaşamazsan o futbolcu sezon sonuna sakatlanmadan çıkmaya oynar, bu bir yönetim hatasıdır. Tamam, 3 yıl Nwakaeme ile gitmez en fazla 1 yıl daha verimli futbol oynar, ona 3 yıl bağlanmak büyük hata olur tamam da Kouassi’yi niye aldın? Adamı 90+’da oyuna alıyorsun. Ne yapmasını bekliyordun anlamak mümkün değil.

İkinci yarının başında çift santrafora dönebilirdik, Koita ile Djaniny beraber oynayabilirdi onu  da beceremedik. Kenardan yaptığımız hiçbir top hedefini bulmuyor.

Bakasetas, Galatasaray maçı ile sezonu bitirdi artık daha oynatılmasına  gerek yok. Çünkü aklı sahada değil.

Visca son haftalarda dökülüyor ona da bu kadar tahammül niye? Bir futbolcu kötü oynadığında dışarı alınma korkusu yaşayacak ki kendini zorlasın.

Abdullah Hocam son 5-6 haftadır forma adaletini yanlış dağıtıyor ve de fahiş kadro dizilişleri yapıyor. Sonuçlar kötü gelince mantıklı açıklamalar yerine popülist açıklamalar yapıyor. Eskiden hafta hafta maç maç giden hoca mahalle ağzıyla konuşmaya başladı. Bu kontrolü kaybettiğini gösteriyor. Şu anda birçok futbolcuda form düşüklüğü var ancak en büyük  form düşüklüğü Abdullah Avcı’da… Bu gidişle de şampiyon olacağız ancak kendi çabamızla değil rakiplerin puan kayıpları ile olacak gibi duruyor. Bize rahat maç seyretmek yok sezon sonuna kadar eziyete devam.

Geç olacak, güç olacak ama olacak…