Esat Arslan’ın bir makalesinde yer verdiği ifadeler AK Parti’nin son 20 yılına ışık tutuyor: "AK Partililer iktidara gelirken laiklik, demokrasi, insan hakları, neoliberalizm gibi kurumları hayata tatbik etmeyi kabul ettiler. Ve onların siyasi iktidarında İslam’ın ve İslam’ın değerlerinin herhangi bir katkısı olmadı siyasete. AK Parti iktidarında İslam sadece ritüellerde yaşanan bir dine dönüştü. Ve İslam hayattan çıkınca haliyle bugün deistleşmiş insanlar kendi hayat bütünlüklerine o dönemde İslam’la anlam katamaz oldular. Bu durum da İslam’ı hayatta hiçbir karşılığı olmayan fosilleşmiş bir yaşam felsefesi haline getirdi"

***

Esat Arslan beş cümleyle AK Parti’nin 20 yıllık iktidarında olan biteni şahane bir şekilde özetlemiş.

Arslan; AK Parti iktidarında İslam'ın ve İslam'ın değerlerinin siyasete herhangi bir katkısı olmadı diyor.

Haklı mı?

Haklı !

Aksine AK Parti’nin 20 yıllık iktidarında İslam'ın değer namı hesabına neyi varsa hepsi ayaklar altına alınarak çiğnendi.

İslam'a dair bütün mesele bu ülkede sadece başörtüsü müydü?

AK Partililer iktidarın gücüyle gayrimeşru yollardan paraya, makama kavuşmadılar mı?

Yolsuzluk, rüşvet, adam kayırma aldı başını yürüdü.

Millet açlık, yoksulluk çekerken AK Partililer ve yandaşları Karun gibi zenginleşmedi mi?

Millet sefalet içerisindeyken milyonlarca doların gömüldüğü bin odalı sarayda yaşamakta; Cumhurbaşkanı olarak Recep Tayyip Erdoğan bir yanlışlık, bir sakınca görmedi.  

İslam yine Esat Arslan’ın dediği gibi AK Parti iktidarında sadece ritüellerde yaşanan bir dine dönüştü.

Camide namaz kılıp, Kur'an okuyup, Kılıçdaroğlu'na laf sokarak büyük İslam mücahidi pozisyonu kazanıldığı zannedildi.

5 vakit namaz kılan bir lidere sahip olmanın İslam namı hesabına bütün her şeyi hallettiği; 5 vakit namaz kılan, camide Kur’an okuyan bir lidere sahip olmanın bir Müslüman devlet başkanında olması gereken sanki tek özellik olduğu yanılgısına düşüldü.

Bu ülkenin yoksul, mazlum, ezilen Müslüman vatandaşları AK Partililerin içinde yaşadığı lükse ve şatafata bakarak İslam hakkında, İslam'ın değerleri ve ilkeleri hakkında ne düşünür?

Hani Sayın Cumhurbaşkanımıza Ömerler, Aliler lazımdı?

Hz. Ali’nin devlet hazinesinden kendisine para isteyen öz kardeşine, “Sana maaşımdan başka verecek bir şeyim yoktur. Devlet hazinesinden sana para verip cehennemi mi boylamamı istiyorsun?!” diyen Hz. Ali’lerin devlet yönetme şekli ve İslami hassasiyetini görebildik mi bu 20 yıl boyunca AK Partili politikacılarda.. 

Gerçekten İslam; Esat Arslan’ın deyişiyle hayatta hiçbir karşılığı olmayan fosilleşmiş bir yaşam felsefesi haline getirildi ne yazık ki..

İslam ahlakı denilen ahlak biçimiyle donanmak ve siyasetçilerden bu ahlaka sahip olmalarını istemek imkansız hale geldi.

Bakın Ali Bulaç ne diyor:

"Bugün, aşağı yukarı İslam dünyasının geneline baktığımız zaman en öne çıkan problemlerden biri ahlak konusudur. Müslümanlar ahlak üretemiyorlar. Ne kamusal ahlak üretebiliyorlar, ne de toplumsal hayatı tanzim edecek bir ahlaka sahip olabiliyorlar"

O yüzden genç neslimiz bu kokuşmuşluğun, bu çürümüşlüğün reçetesini İslam’a keserek büyük bir hızla İslam dairesi dışarısına çıkıp ateist, agnostik, deist savrulmalarla karşı karşıya kalıyor.