Doğumundan ölümüne kadar insan, sürekli karar verme durumlarıyla karşılaşır.

Çoğu zaman vereceğimiz kararların beğenilmeyeceğini, eleştiri alacağınızı, tepki göreceğinizi düşünerek suskun kalsak da, bunun da bir karar olduğunu bilmemiz gerekir.

Kendi başına karar veremeyen, kendi adına başkalarının karar vermesini bekleyen bağımlı kişilik değilseniz tabi.

Bir bireyin birkaç seçenek içinde birini seçme eylemi olan karar verme, önemli bir beceridir.

Karar vermek önümüzde ki problemleri kontrol altına alma, sağlıklı irade anlamı taşır. İnsan karar verme yeteneğine güvenmeli, kararlarının sorumluluğunu eline almalı.

Karar; bilgi, farklı zihinsel ve psikolojik fonksiyonların birlikte çalışması ile ortaya çıkmaktadır.

Yapılan bir seçimin geçmişte hayal kırıklığı yaratan seçimleri anımsatması kararınızı zor da bırakabilir. Elbette önceki anı ya da tecrübemize dayanmayan kararlar vermek genel anlamda zordur.

Geçmişteki travmatik olaylar yeniden canlanabilir bu da doğru karar verme kabiliyetimizi etkileyebilir. Karar alma süreciniz karmaşıklaşabilir.

Hatırlatıcılar diyor ki, “Önemli kararlar alırken, deneyimlerden aldığımız derslerden yola çıkarak hareket etmek her zaman doğru olmayabilir. Çünkü deneyimler her ne kadar insana pek çok şey katsa da çok özneldir. Bu deneyimlerde işe yarayan yöntemler başka bir sorunla karşı karşıya kaldığınızda hiç işe yaramayabilir ve hatta sizi yanlış kararlara sürükleyebilir. Özellikle seçimle ilgili karar aşamasında..”

Seçimlerin yaklaştığı bugünlerde hala bir adaya karar vermediniz mi? O vakit bilgiye başvurun. Bilgilerinizi güncelleyin.

Bilgi, karar vermek için temel ve gerekli bir koşuldur. Karar vermek üzerinde önemli bir role sahiptir.

“Sokrates bilgiyi doğru düşünceden üstün tutar; çünkü bilgi sahibi olmak yalnızca bir şeyin niçin doğru olduğunu bilmek değil, aynı zamanda öteki seçeneklerin niçin yanlış olduğunu da bilmek demektir.” Alain de Botton

En etkili karar verme stratejilerinden biri de, hedefinizdir. Yani, çözülmesi gereken sorunun ne olduğunu, bu sorunun nasıl çözülebileceğini kendinize sormanız ve bir yol çizmeniz gerekir. Hedefinizi net bir şekilde tanımlayabildiğinizde, kararınızın kendinizi ve toplumu nasıl etkileyebileceğini görebildiğinizde, karar verme sürecinin ilk basamağını atlamış olursunuz.

Sonuç olarak; aldığınız karar size kendinizi iyi hissettiriyorsa, olabilecek en iyi kararı vermişsiniz demektir.  Mümkünse aldığınız kararın yaptığınız seçimin takipçisi olun. Çünkü verdiğiniz kararın sonuçları, yarın olabilecek bir seçimde, seçenekleri yeniden değerlendirmeyi gerektirebilir. Ayrıca gelecekte başka bir problemle karşı karşıya kaldığınızda artık karar verme becerileriniz daha da gelişmiş olacaktır.

Demem o ki, fikri iradeniz yoksa ya da zayıflamışsa,   “İnsan dinlediklerini, ancak zamanı geldiğinde işitir.”miş! Zamanı yani bu seçimleri doğru kullanmak gerekir.