Trabzonspor, deplasmanda Fatih Karagümrük’ü 2-1 yenerek hem haftayı üç puanla kapattı hem de üzerinde oluşan kara bulutları biraz olsun dağıttı.

Maç öncesi defansın bel kemiği olan Hugo’nun sakatlığı nedeniyle kadroda olmaması defansla ilgili ‘acaba’ endişelerini tekrar gündeme getirdi. Çünkü Hugo gelmeden önce Trabzonspor’un defansı yol geçen hanı olmuştu.

Geçen sezon Trabzonspor’un defansında Hugo-Edgar ikilisi olsa idi açık ara şampiyon olurdu.

Hugo olmayınca Abdullah Avcı Hoc,a Hosseini’ye görev verdi. Bu sezon ilk kez on birde çıkmasına ve maç eksiği olmasına rağmen birinci bölgede iyi mücadele etti, sağlam oynamaya çalıştı.

Kadro derinliği olmayan Trabzonspor’da eksikler can sıkarken Ekuban’ın ve Abdulkadir Ömür’ün geri dönmesi Abdullah Hoca’yı biraz olsun rahatlattı.

Özellikle hücum bölgesinde Ekuban’ın olması ne kadar önemli olduğunu bu maçta bir kez daha gördük.

Ekuban, Galatasaray maçında olmuş olsaydı en kötü ihtimalle Trabzonspor, Galatasaray’a karşı kaybetmezdi.

Ekuban olunca Trabzonspor’un hücum gücü artıyor, pozisyona giriyor, atıyor, attırıyor. Ekuban olunca Nwakaeme de rahatlıyor.

Galatasaray maçında gördük, Nwakaeme hücumda yalnız kaldı. Oysa Karagümrük maçında solda Nwakaeme sağda Ekuban’ın mücadelesi, yırtıcılığı pozisyon zenginliğini de getirdi.

İlk yarıda Ekuban’ın attığı kafa golü ofsayt gerekçesiyle sayılmazken Flavio’un kaleci ile karşı karşıya topu dışarı atması saç baş yoldurdu.

Trabzonspor ilk yarıda üç dört pozisyondan forvetsizlik yüzünden yararlanamadı.

16 haftadır forvetsiz oynayan Trabzonspor’da Ekuban forvette oynayan Afobe ve Djanny adeta ‘gol nasıl atılır’ dersi verdi.

Trabzonspor, ilk yarısı 0-0 sona eren karşılaşmanın ikinci yarısına fırtına gibi başladı. Serkan’ın mükemmel asistine aynı güzellikte cevap veren Nwakaeme takımını deplasmanda 1-0 ön geçirdi.

Golden sonra oynanan futbol bence bu sezonun en iyi futboluydu.

Daha öncesi maçlarda Trabzonspor bir, iki, üç pozisyonun üzerine çıkamıyordu. Oysa bu maçta pozisyon zenginliği de vardı. Oynanan futbol da tat verdi.

Genel hatlarıyla baktığımızda, Trabzonspor bu karşılaşmanın özellikle ikinci yarısında iyi bir görüntü çizdi ve Ekuban, Sörloth’u andıran özelliği ile orta sahadan aldığı topu götürdü, götürdü rakip defans oyuncusunu oyundan düşürdü ve maçın skorunu tayin eden golü kaydetti.

Benim gibi tüm Trabzonspor sevdalıları düşündüren tek konu şu geri paslar. Bu maçta bir kez daha gördük ki, geri paslar kucağa bırakılan bomba gibi. Hele milli kalecimiz Uğurcan’a gelen her geri pas yürekleri ağıza getiriyor.

Daha önceki maçlarda takımı atağa kaldıran Uğurcan, bu maçta özellikle kendisine gelen geri paslar nedeniyle büyük tehlikeler yaşadı. Uğurcan’ın uzaklaştırdığı bütün toplar rakipten döndü. Hele bunlardan bir tanesi var ki nerdeyse Trabzonspor kalesi gol görebilirdi. Tabi orta sahanın olmayışı Uğurcan’ı da büyük zorda bıraktı.

Trabzonspor adına sevindirici taraf, ikinci yarıda oynanan güzel futbol oldu. Belki de güzel günlerin habercisidir.

Fırtına önümüzdeki Çarşamba günü kendi sahasında oynayacağı Göztepe’yi de yenerse zirve yolunda çok önemli bir adım atmış olur.

Devre arası transferi için düğmeye basıldı. Bir ön libero, bir merkez orta ve Sörloth ayarında tartışılmayacak kaliteli bir golcü mutlaka transfer edilmeli.

Önümüzdeki iki hafta Trabzonspor açısından bayağı hareketli geçeceğe benziyor.

Ne diyelim bekleyip göreceğiz…

Herkese hayırlı haftalar dilerim…