Fatih Hoca'nın maç bitiminde basın toplantısında söylediği cümleyi başlıkta okudunuz. İşte bu cümle Trabzonspor'un son üç yılda geçirdiği zihinsel deformasyon halinin itirafıdır.
Rakibimiz Bodrumspor. Spor, futbol ve Bodrum aralarında ilişki kurulması zor kavramlar. Çıkıp yüz bin kişiye sorsanız Bodrum denince akla güneş gelir, turizm gelir, tatil gelir, otel gelir, yat gelir, marina gelir, villa gelir, beyaz gelir, deniz gelir gelir de gelir. Ama futbol ilk yüz seçenek arasında asla olmaz, olamaz.
Muhtemelen bir kaç turizm kapitalistinin can sıkıntısına çare olsun diye hobi olarak kurduğu ve Süper Lige çıkardığı Bodrumspor büyük bir futbol sürprizi olmazsa ligden düşecek zaten.
Diğer taraftan aynı yüz bin kişiye Trabzon'u sorsak istisnasız tamamı şehrimizi futbol ve Trabzonspor’la özdeşleştirecektir. Kulübümüzün böyle bir realitesi, geleneği, vizyonu var. Futbolda Anadolu devrimi gerçekleştirmiş "büyük" kategorisine kaydını yaptırmıştır.
Bütün bu doneler ortadayken Hocamız belli ki bir hafta Bodrumspor'u çalışmış, çalıştırmış. Yok dörtlü bekliyormuş da üçlü çıkmışlarmış. Bir futbolcu topluluğuna küme düşmesi an meselesi olan bir hobi takımını rakip olarak sunarsanız, ezberletmeye çalışırsanız onların seviyesine indirirsiniz. Artık o topluluktan büyük takım refleksi geliştiremezsiniz.
Dünkü pespayeliğin alt yapısında işte bu büyüklük geleneğine aykırı teknik ve idari vizyonsuzluk paradigması etkili olmuştur. Esasen son üç yılın özeti de bu zihinsel çöküntüdür.
Trabzonspor, güçlü bir oyun, elit bir futbolcu normu ve iddialı bir teknik sorumlu ile tedbir alan değil çaresiz bırakan takım olmalı bu kriterlere, ideallere uymayanlara bünyesinde yer vermemelidir. Fatih Tekke Trabzonspor'un efsane futbolcusu olabilir ama efsane hocası olabilmesi çok zor duruyor.
Gençliğinde Şenol Güneş'le mevki ve görev tanımı nedeniyle polemiğe girmiş hatta kulüpten kopmuş bir hocanın esas mevkisi merkez orta saha olan genç bir futbolcuya stoper olarak görev vermesi bir hayli ilginç. Salih'i bir hatayla bütün kariyerini heba edebileceği mevkide oynatmak bir yana Ali Şahin ve Serdar Saatçi'yi artık takıma ve oyuna motive etmekte çok olacaktır.
Koca bir sezonda Lunstram'ı, Mendy'i, Cham’ı, Ozan’ı göremeyen, çözemeyen bir futbol aklı rehabilite edilmeye muhtaçtır. Oyuna sonradan dahil olan Folcarelli gelecek yılki kadroda düşünülecek tek orta saha oyuncusu olabilir. Şimdilik bu izlenimi verdi.
Draguş gibi Sikan gibi forvet oyuncularının hücum bölgesinde yalnız ve desteksiz halde esas performanslarını göstermeleri hayaldir. Bu durum bireysel değil takımsal yetersizliğin tezahürüdür. Aynı durum Banza içinde geçerlidir. Gelecek yıl en az üç kaliteli orta saha takviyesi ile bu hücum oyuncuları çok daha fazlasını verebilecek donanımdadırlar.
Dün akşam Galatasaray kalecisi Muslera'ya penaltı attırılınca aklımız Sivasspor maçına ve Uğurcan' a takıldı tabi ki. Muslera'nın penaltısına güzellemeler düzen futbol ulemaları Uğurcan'ın yeni doğan çocuğu hatırına atacağı bir golü rakibe saygısızlığına yormuşlardı. Bu zavallı zevata tüküreyim diyorum tükürüğüme saygısızlık olur diye vazgeçiyorum. Siz benim gibi düşünmek zorunda değilsiniz...
başakşehir escort ,ikitelli escort ,güneşli escort ,kayaşehir escort ,bağcılar escort ,esenler escort ,eyüp escort ,güneşli escort ,kumburgaz escort ,topkapı escort
beylikdüzü escort ,istanbul escort ,beylikdüzü escort ,ataköy escort ,esenyurt escort ,avcılar escort ,bakırköy escort ,esenyurt escort ,esenyurt escort ,avcılar escort ,beylikdüzü escort