Günaydın açıklamalarından şunları söyledi:

“Son günlerde Trabzon ilimizi ve ülkemizi ziyaret eden Körfez ülkeleri vatandaşlarının sayısında sevindirici artışlar yaşanmaktadır. On farklı Körfez ülkesinden ilimize doğrudan veya İstanbul aktarmalı olarak gelen turist sayısında pandemi öncesi dönemi andıran olumlu gelişmeler yaşanmaktadır. Gelen turist sayısındaki bu olumlu gelişme ilimizin ekonomisi acısından büyük önem taşımaktadır. Hal böyle iken ilimize gelen Arap turistlerin çokluğuna ilişkin olumsuz bazı söylem ve eylemler ise üzücü ve düşündürücüdür. Dünyanın en rekabetçi sektörü olan turizm sektörünün yanlış söylem ve eylemlerle olumsuz etkilenmesine asla izin verilmemelidir. Aksine, Trabzon’un turizm potansiyelinin daha da artırılması için gerekli tedbirler hızla alınmalı ve uygulanmalıdır.

TURİZMİN EKONOMİK, SOSYAL VE ÇEVRESEL POZİTİF ETKİLERİNİN YANI SIRA NEGATİF ETKİLERİ DE BULUNMAKTADIR

Turizm, dini, ırkı, inancı ve ülkesi  ne olursa olsun duyarlı olmayı ve sorumlu davranmayı gerektirir. Her şeyde olduğu gibi turizm sektörünün de pozitif ve negatif etkileri bulunmaktadır. Nitekim turizmin, istihdam oluşturma, çarpan etkisine neden olma, vergi gelirlerini artırma, döviz girişini artırma, ekonomiyi çeşitlendirme, ödemeler dengesini olumlu etkileme, ülkenin imajına olumlu katkıda bulunma, turistlerin yanı sıra ikamet edenler için dinlenme-eğlenme tesisleri sağlama, kültürel mirasın korunması, yerel sanatlar ve el sanatlarının teşviki, çevrenin korunması,  iyileştirilmesi ve yaban hayatının korunması(özellikle doğa ve ekoturizm)  gibi bir çok ekonomik, sosyal ve çevresel pozitif etkileri bulunmaktadır.

Bu yararları dolayısıyla bir çok ülke daha zengin olmak ve vatandaşlarının yaşam kalitesini iyileştirmek için turizmi daha da geliştirmeye gayret etmektedir. Ancak, çok sayıda ziyaretçinin bir yere gitmesi olan kitle turizminin il veya ülke üzerinde olumlu etkilerinin yanı sıra bazı olumsuz etkileri de olmaktadır. Başarılı turizm, yollar, ziyaretçi merkezleri ve oteller gibi temel bir altyapı oluşturmayı gerektirir. Bunların maliyetinin büyük bir kısmı hükümete düşmekte ve bunlar vergi gelirleri ile yapılmaktadır. Turizmin oluşturduğu istihdam genellikle mevsimliktir ve düşük ücretlidir. Turizm yerel emlak fiyatlarını, mal ve hizmet fiyatlarını artırabilmektedir. Turizm tarafından oluşturulan paranın bir kısmı otel zincirleri gibi uluslararası şirketlere gittiği için yerele sağlayacağı fayda azalmaktadır. Bunların yanı sıra, kalabalık ve tıkanıklık, uyuşturucu ve alkol sorunları, fuhuş ve suç oranlarında artışın meydana gelmesi, yerli halkın plaj veya dinlenme yerlerinden yeterli yararlanamaması, trafik yoğunluğu, çöp ve gürültü kirliliği gibi sorunlar yaşanabilmektedir. Bu sorunları gidererek turizmin daha da geliştirilmesi ve faydaların artırılması için tedbirler alınmalıdır.

GELEN TURİSTLERİN ALIŞKANLIKLARI VE DAVRANIŞLARI FARKLIDIR

Turistlerin gelenek ve göreneklerine göre tutumları, davranışları ve alışkanlıkları değişkenlik göstermektedir. Buna göre de farklı pozitif ve negatif etkiler ortaya çıkabilmektedir.

Turistler arasında bir tercih yapmak doğru olmamakla birlikte özellikle Arap turistlere yönelik şikayetlerin dile getirilmesi doğru değildir. Çünkü, turizmin oluşturduğu olumsuzluklara Arap turistler açısından baktığımızda bu olumsuzlukların önemli bir kısmının Arap turistler için söz konusu olmadığını görmek mümkündür. Örneğin, harcama potansiyeli en yüksek olan Arap turistler hangi ülkeye veya ile giderse gitsin diğer turistler gibi o ülkede yerleşme yolunu tercih etmemekte ve mutlaka ülkelerine dönmekte, uyuşturucu ve alkol sorunları olmamakta, fuhuş ve suç oranlarında artışlar olmamaktadır.

TURİZMİ OLUMSUZ ETKİLEYEN TUTUM VE DAVRANIŞLARDAN KAÇINILMALIDIR

Turizme bağlı destinasyonlar, terör, doğal afetler, ekonomik durgunluk gibi nedenlerin yanı sıra olumsuz tutum ve davranışlardan da önemli ölçüde etkilenebilmektedir. Ülkemiz ve ilimiz büyük ölçüde turizme güvenmektedir. Olumsuz tutum ve davranışlar sonucu turistlerin gelişinin azalması ülkemiz ve ilimiz için önemli bir sorun oluşturacaktır. Turistlere karşı olumsuz eylem ve söylemler ile huzursuzluk ortamı turist sayısını önemli ölçüde azaltmaktadır.  Örneğin, Avusturya ve Avrupa’da Araplara karşı ırkçılığa varan olumsuz eylem ve söylemler bu ülkeleri ziyaret eden Arap turist sayısında önemli düşüşlerin yaşanmasına neden olmuştur.  Bu ülkeleri ziyaret eden Arap turistler başka destinasyonlara yönelmiştir.

İLİMİZE VE ÜLKEMİZE GELEN TURİST SAYISI ŞİKAYET EDİLDİĞİ GİBİ FAZLA DEĞİLDİR

Ülkemizi ve ilimizi ziyaret eden turist sayısında pandemi dönemine göre olumlu gelişmeler yaşanmakla birlikte gelen turist sayısı potansiyelimizin altında bulunmaktadır. Buna rağmen gelen turistlerin fazlalığından şikayetler anlaşılır gibi değildir. İlimiz açısından baktığımızda gelen turist sayısının şikayet edildiği gibi çok fazla olmadığını başka ülkelerle kıyaslama yaparak görmemiz mümkündür. Örneğin, 2.14 milyon nüfuslu Paris’i 2019’da ziyaret eden Fransız ve yabancı turist sayısı 38 milyon olmuştur. Çinli turistlerin uzun süredir yokluğuna rağmen 2022’de ziyaret edecek turist sayısının ise 33 milyon olacağı tahmin edilmektedir. Ülke düzeyinde baktığımızda ise nüfusu 67.6 milyon olan Fransa’yı ziyaret eden turist sayısı 2019’da 90 milyon, nüfusu 46.8 milyon olan İspanya’yı ziyaret eden turist sayısı ise 83.7 milyon olmuştur. 84.7 milyon nüfuslu ülkemize 2019’da gelen turist sayısı ise 51.2 milyon olmuştur. 2022 nüfusunun 820.3 bin olacağı tahmin edilen ilimize gelen turist sayısının bu günlerde 160 binleri aşması ile birlikte turistlerin çokluğundan bahisle olumsuz paylaşımların olması yapılacak çok şeyin ve alınması gerek çok yolun olduğunu göstermektedir.

ORTAK AKILLA TURİZMİN POZİTİF ETKİLERİ ARTIRILIP NEGATİF ETKİLERİ AZALTILMALIDIR

Genel olarak değerlendirildiğinde ilimizde turizmde karşılaşılan problemlerin kökeninin bölgenin kurumsal yapısının ve altyapı olanaklarının istenen düzeyde olmaması, turizm hizmeti sunumunda eğitim ve hoşgörü düzeyinin eksik olması, toplumun turizmin kazandıracaklarının farkında olmaması olduğu görülmektedir. Bunların çözümü için yapılması gerekenler çok sayıda olmakla birlikte bölge yöneticilerinin turizmi öncelik haline getirmesi, turizmle ilgili altyapının istenilen düzeye getirilmesinin ve özellikle son günlerde turistlere yönelik tutum ve davranışlardaki sorunların çözüme yönelik olarak toplumun turizmin faydaları konusundaki farkındalığının arttırılarak turizme uygun davranış kalıplarının geliştirilmesi büyük önem taşımaktadır.

Yerel yönetimler turizmde bir aktör konumundadır. Yerel yönetimler, geleneksel görevlerinin yanı sıra turizmle ilgili bir bakış açısına sahip olması gerekir. Merkezi ve yerel kamu kesimi, özel kesim, üniversiteler, odalar ve sivil toplum kuruluşlarından oluşan paydaşlar turizmin geliştirilmesi ve turizmin pozitif etkilerin artırılıp negatif etkilerinin azaltılması için ortak aklı harekete geçirmelidir. Böylece, turizm yakından izlenmeli, turistlerin ve turizmin eğilimi tespit edilmeli, altyapı eksiklikleri giderilmeli, turizmden kaynaklı emlak fiyatlarındaki artışları dengelemek için orta ve düşük gelirli vatandaşların satın alabileceği veya kiralayabileceği konutlar yerel yönetimlerce üretilmeli, mal ve hizmet fiyatlarını dengeleyecek çözümler üretilmelidir. İlimize gelen turistlerin ihtiyaçlarını da gözeterek kalabalık aileler için kullanılabilir hale getirilebilecek otel konseptleri ve standartları yüksek rekabet edebilir yerli otel zincirleri oluşturulup kazancın dışarıya çıkmasının önlenmesi için yerel ve ulusal düzeyde girişimlerde bulunulmalıdır.

Turistlerin yoğun olarak bulunduğu destinasyonlarda karşılaşılan olumsuzlukların anlık iletilebileceği turizm polisi veya jandarması noktalarının kurulması ve buralarda özellikle iletişim becerileri noktasında eğitimli ve dil bilen personelin bulunması ve yaşanılan haksızlıklara ve şikâyetlere anında müdahalede bulunulmasını mümkün kılacak hukuki altyapıyla da donatılmaları gerekmektedir. Turistlerin alışveriş sırasında verebilecekleri zararlardan sorumlu olacaklarına ilişkin satıcıların uyarıcı levhalar kullanmaları, zararın ödenmesi konusundaki anlaşmazlıklarda Tüketici Hakem Heyeti’ne gitmeden çözüm sağlayabilecek birimlerin oluşturulması yararlı olacaktır.  İlgili kuruluşlarca turistlerin beklentilerinin ve tatmin düzeylerinin ölçüldüğü alan araştırmaları sıklıkla yapılmalı ve tespitlere dayalı çözümler üretilmelidir. Danışma, şikayet ve destek hattı kurulmalıdır.  Topluma yönelik turizmin faydaları konusunda  farkındalık eğitimleri verilmelidir. Ticaret ve esnaf odaları, mensuplarına yönelik eğitim faaliyetlerini ve iş yeri denetimlerini artırılarak esnafın hatalı davranışları önlenmelidir.”