Türkiye önceki gün, bir siyanür vakasıyla daha karşılaştı. Bakırköy'de 1'i çocuk 3 kişilik bir aile, evlerinde ölü bulundu. Bakırköy Kaymakamlığı, yapılan ilk incelemede evde siyanür tespit edildiğini açıkladı. Bu ölümler ise akıllara son haftalarda yaşanan  İstanbul Fatih ve Antalya'daki siyanür ölümlerini getirdi. Yani son 15 gün içerisinde siyanür içerek intihar eden kişi sayısı 11'e ulaştı.

Bu kaçıncı siyanür içerek intihar etme vakası…

Türkiye'de siyanür içip intihar etmek de moda oldu…

Bu insanları anlamak mümkün değil. Bir insan intihar edecek cesareti kendinde nasıl bulur,  bu fiili nasıl hayata geçirir anlaşılır gibi değil gerçekten…

Söz konusu intihar eden insanlar Allah korkusu taşımıyorlar,  böyle bir bilince sahip değiller.

Kendilerini ev sahibi zannettikleri bedenlerinde aslında kiracı olduklarının farkında değiller. Bu insanlar bedenlerinde kiracı olduklarının farkında olsalar o bedende istedikleri gibi özgürce tasarrufta bulunmaya hakları olmadığının da bilincinde olurlardı.

İntihar etmeyi düşünen her insanın aslında kendi canına kıyarak cinayet işleyeceğinin farkında olması gerekir. Bu farkındalığa sahip olan bir birey kolayı kolayına intihar etmez. Zaten dinimize göre de bir insanı öldürmek bütün bir insanlığı öldürmek gibidir… Buna kendi canına kıyma da dâhildir.

Öldükten sonra dünya hayatındaki tercihlerinden ötürü hesaba çekileceğine inanan insan,  Allah'ın bunun hesabını soracağını düşünen insan intiharı bir seçenek olarak düşünmez.

Bu ülke,  bu devlet kendi yetiştirdiği insana ne Allah sevgisi ne Allah korkusu hiçbir şey öğretmedi. Şu hale bak patır patır insanlar intihar edip duruyor.

Öte yandan bu intihar vakaları bireysel olarak bu fiili işleyen insanların sorumluluklarını ortadan kaldırmaz ama bu devletin,  bu ülkenin hükümetlerinin sosyal adalet ilkesi gereğince sosyo-ekonomik tedbirleri alıp dar gelirli,  sıkışmış,  borçtan bunalmış,  intihar etmeyi düşünebilen insanlara yardım elini uzatması gerekir. Ne var ki burada sorumluluk sadece devlete de düşmüyor. Bu ülkenin zenginlerinin, iş adamlarının, milyonerlerinin maddi sıkıntı içerisinde bunalarak çaresiz kalan vatandaşlara yardım ederek sorumluluklarının gereğini yerine getirmesi gerekir. Maddi durumu iyi olan insanlar çevrelerindeki yoksul,  sıkışmış,  maddi sıkıntı yaşayarak bunalan insanlara yardım etse, ellerini uzatsa bütün bu intihar vakalarının sayısı da en aza inerdi burası muhakkak!

Sonuç olarak toplum olarak ağır bir buhran yaşadığımız ortada. Gerekli tedbirler alınmazsa bu intihar vakaları daha da artarak devam edecek gibi gözüküyor. Bize yazık oluyor...