Türkün demokrasi anlayışının içi boşaltılıyor.

Türkün mayası özü itibariyle geçmişinden aldığı miras perderpey yağmalanmaktadır. Akla ziyan demokrasiye aykırılık, totaliter bir anlayışa tevessül vardır. Biz olmazsak olmaz fikriyle baskı ve iradeye gasp vardır. Vicdan hürriyeti hadımlaştırılan bir toplumda seçimler sembolikleşen demokrasi olarak kalmaktadır.

Faşizm, baskıcı totalitarizm sistemlerini dünyada örnekleriyle gördük. Hitler, Mussolini, Franco ve adını sayamadığımız birçoğu tarihe kara bir leke olarak kendilerini yazdırdılar. Kimisi demokrasiyi kullanarak kimisi darbe gücü demokrasiyi kırarak gelmiştir. Ülkemizdeki bu buyurgan siyaset tabana yayılarak kutuplaşma, bölünme, tarafkir olarak kin ve nefretin zeminini hazırlayan faciaya dönüşmektedir. Türkiye'de yaygın bir güvensizlik, belirsizlik ve gittikçe dozunun arttığı kutuplaşmaların içine girmiş, Türk demokrasisinin kalitesi, hukuk ve yargı sistemi sorunlu olarak görünmektedir. Güçler ayrılığının işlemediği, yargının siyasal etkilere maruz kalarak sistemin yasal dayanaklarının pasifize edilmesi bir hukuk devleti ve demokrasinin varlığından söz edilmesine artık neredeyse imkan tanımamaktadır. Ülkemizdeki Adalet, hukuk ve yargı sorunlarını dikkate almayıp, ne olursa olsun demek ülkemizi demokrasisi askıda olan üçüncü veya dördüncü sınıf ülkeler seviyesine indirerek itibarsız, güvensiz hale getirir. Bu konular iç ve dış siyasette ekonomik ve sosyal sonuçlar doğurarak travmatik bir bozukluk yaratır.

Tombala sistemi gibi ya çıkarsa ümidiyle baktığımız Türkiye siyaseti sistemsel evrim geçirme eğiliminde can çekişirken askıya alınmış sözde demokrasi sözleri absürt kaçmaktadır. Kendimizi kandırmayalım hiç bir siyasi partide demokrasi tam anlamıyla yokken bütünüyle ülke üzerinde demokrasi inşa cabası imkansızdır.

Bugün ülkemizde hâkim siyaset devletin bekası olarak görülmekte ve yöneten siyasetin diliyle de telaffuz edilmektedir. Devleti yöneten iradenin kendini ülkenin bekası olarak tanımlamasıyla devleti yönetmeye talip olan diğer siyasi partileri beka sorunu olarak dillendirmesi demokrasinin, adaletin, hukukun katledilmesidir.

Ülkemizi yöneten AKP hükümeti devleti yöneten siyasi iradedir. Devlet değildir. Diğer siyasi partileri devlete karşı beis görmek akla ve vicdana aykırı olup kendinden başkasını tanımayan, fikir ve düşünceleri kabul etmeyen müstebit bir anlayıştır.

Yanlışta ısrar etmemeli. Hukuk sistemine ve yargıya güveni artıracak yenilikler getirilerek hem içerde hem dışarda ülkenin önü açılmalıdır. Türkiye'de bir normalleşme süreci yaşanacaksa siyasetin tepesi geç olmadan aklını başına almalıdır!