Çortluk kafalar, çukur yaratıklar, arlanmaz utanmazlar, heybesini haramla dolduran, irine necise kaşık sallayanlar çoğaldı bu memlekette. Vicdanî neşterle kazınan, duygusuz hödük, merhami kara zalimler çoğaldı bu memlekette. Güzel olan her şeyden çalan, ahlaktan, anlayış ve kavrayıştan uzaklaşan akıl erozyonuyla kurak ve çorak beyinler çoğaldıkça çoğaldı bu güzel memlekette.

Aile köklerine kadar sirayet eden ahlak yırtığının yegâne sebebi kültür emperyalizminin ülkeye taşınması ve beslenip kollanmasıdır. Bu ülkede kurallar kanunlar yanlış işledikçe tepe aşağı gitmekten başka bişey kalmıyor geriye. Bir aldatmacanın içinde yalan sanatını kendimize yediren bireyler topluluğu olarak gözlerimize ve vicdanımıza mil çekmişiz. Emperyalizm Türkiye üzerindeki savaşı daha akıllı ve kansız bir şekilde yürütüyor. Ekonomi üzerinden orduların yapamayacağı çıkarmaları yapıyor, nükleer silahların veremeyeceği zararları kültür emperyalizmiyle şerbetle sunmaktadır.

Türk halkı büyük bulmacanın küçük parçalarıyla zaman kaybetmeye devam ederken içeride dindar görünen fakat gerçekte öyle olmayan İslamcı burjuva ülkenin çeşitli kademelerini ele geçirerek siyasal İslam’ın zehrini gün geçtikçe daha çok akıtmaktadır. Siyasal İslam bir CIA projesidir. Bu abdestli kapitalistlerin nüfuz ettiği ülke ahlaktan, adaletten, vicdandan giderek daha çok kopmaktadır. Dini sermaye yapan bu İslâmî düklerin, kontların en çok zarar verdiği alansa İslam’dır. Gençlerimizi siyasal İslam’ın kişilik öldürme seanslarında kurban veriyoruz.

Olayları tahlil etmesi gereken diyanet ise Atatürk ve Cumhuriyetin zıttı manada meşgul olmaya devam ediyor. Muhammedi İslam’ı inkârdan Muaviye’nin şirk dinine icabet ederek diyaneti ele geçiren dini kapitalist mühendisler; muhafazakâr kelime oyunlarıyla, insanları dini istismar silahıyla avlayarak kurmuş oldukları haram saltanatında zevk-i sefa içinde yaşamaktan başka hiçbir şey yapmıyorlar.

Para, şöhret, zevk ve ihtiras tutkunu İslami geçinen bu yapının bankamatik memurlarıysa ay sonunu bekleyen din görevlileridir. İslam güzel ahlakın ve eğitici yönüyle insan olmanın gereksinimlerine vurgu yapıyorsa soruyorum toplumda kötü yollara saparak gençlik evresini zehirleyen geçlerimizin hangi birini kolundan tutmuş, dinin felsefi yönüyle eğitmiş ve donatmıştır. Bu gibi geçleri ve insanları toplumdan dışlamak ve ötekileştirmekten başka hiçbir şey yapmadılar. Elbette ki istisna gerçek din adamlarına lafım yoktur. Dediğim gibi para ve makam bunları sarhoş ederek ego sahibi, kendini ayrıcalıklı gören kibir obezi yapmıştır.

Ülke genelini etkileyen bu kötü faktörlerden siyaset üstü düşünerek renklerimizi, logolarımızı, sloganlarımızı bir kenara bırakıp her şeye yeniden başlamalı bu kültür savaşında galip çıkan taraf olmalıyız.

Saygı ve sevgilerimle…