Bugun...



TEĞMENLER VE PEDAGOJİ

Bir kaç gündür ülkemizin gündemi, Kara Harp Okulu mezunu teğmenlerin resmi yemin töreni ve devamında yaşanan emosyonel bir eylemin yörüngesine yerleşmiş durumda.

facebook-paylas
Tarih: 08-09-2024 11:25

TEĞMENLER VE PEDAGOJİ

Ülkemizdeki her türlü olgunun siyasi arenada kısa ve uzun menzilli kamplaşmalara, alakasız  düellolara ve yapay gerilimlere vekaleti yine tekerrür ediyor.
Başta Sayın Erdoğan, Bahçeli ve Özel olmak üzere aşağıya doğru durumdan vazife, vazifeden politik menfaat temin edebilme aşkıyla kuyrukta bekleyen görevli görevsiz, vasıflı vasıfsız, faal stabil bir çok zat-ı muhterem sahaya çıkmış durumda.
Madem ortada bir curcuna var bizde zuhurata tabi olalım bu gün.
Bilindiği üzere TSK İç Hizmet Kanunu 37. maddesinde silahlı kuvvetlere katılan her bireyin girişte okuduğu yemin metni yazılıdır.
"Barışta ve savaşta, karada, denizde ve havada her zaman ve her yerde milletime ve cumhuriyetime doğruluk ve muhabbetle hizmet ve kanunlara ve nizamlara ve amirlerime itaat edeceğime ve askerliğin namusunu, Türk Sancağının şanını canımdan aziz bilip icabında vatan, cumhuriyet ve vazife uğrunda seve seve hayatımı feda eyleyeceğime namusum üzerine and içerim" şeklindeki and harp okulu öğrencilerince daha birinci sınıfın başında ifa edilmişti.
Harp okulları diploma töreninde sivil ve askeri ricalin huzurunda dönem birincisi öğrencinin okuttuğu/ettirdiği yemin ise subay andıdır. Gelenekselleşen bu and 2016 yılından itibaren kaldırılarak İç Hizmet Kanununun 37. maddesindeki metin tekrar ettirilmeye başlanmıştır. Burada tek istisna 2022 yılındaki törende Sayın Erdoğan’ın da teşrif ettiği törende yaşanmış ve subay andı ile yemin edilmiştir.
Şimdi bu andın gayriresmi tezahürü, askeri disiplin zafiyeti ve eleştirisine konu edilebilir. Ve bu babda incelenip nihayetlendirilebilir.
Lakin görüyoruz ki sağdan soldan yüklemelerle, eklemelerle bağlamından aparılmış ve sosyolojik kan davasına dönüştürülmüştür.
Üç genç kızımızın subay okullarını birincilikle bitirmesini hazmetmekte zorlanan siyasal İslamcıların  subay andında bulunan "... laik ve demokratik Cumhuriyet..." , "Ne Mutlu Türküm Diyene." şeklindeki vurgularından celallenmemesi zaten beklenemezdi. Karın ağrılarının esas şiddeti, katalizörü "Mustafa Kemalin askerleriyiz." sloganıdır. Seküler kaygıların, tepkilerin ana menüsünde kullanılan ilgili sloganın atılması olayı siyasallaştırma niyetinin dayanağı olmuştur.
Herhangi bir siyasi odağın sözcülüğünü, trollüğünü, taraftarlığını yapmamak adına, malum olayın hiç bahse mevzu edilmeyen bir niteliği , pedagojik yönüne değinmek istiyorum.
Hepimiz öğrenci olduk. Bir çoğumuz askerlik yaptık. Öğrencilik ve askerlik sürecinde yaşadığımız zorluklara, travmalara, trajedilere, baskılara  mezun/terhis olurken gösterdiğimiz spontane öfke ve tepkileri bir düşünelim.
Askeri okulların 2016 yılında yeniden yapılandırılması ile eğitim, denetim ve yönetimi askeri/sivil idare, irade ortaklığına tevdi edilmiştir.
Özellikle bu sivil idarecilerin siyasi ve ideolojik telkinleri, psikolojik ve fizyolojik baskılarının mezuniyet sonrası teğmenlerin  duygularını dışa vurma eylemini yapmalarına vesile olduğu en geçerli, en masum, pedagojik sebebidir diye düşünüyorum, umuyorum, sanıyorum.
Muhtemel bu yedi göbek evveliyatları, okul öncesi ve devamında sivil ve askeri istihbaratın nitelikli sorgusundan geçirilmiş bu gençlerin illegal örgütlerle, fikirlerle iltisakı olmayacağından hareketle bu konuda pedagogların, eğitimcilerin, psikologların artık parmak kaldırma, sorumluluk alma cesaretini özlemle bekliyoruz. Lütfen!







FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER GÜNDEM Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
GAZETEMİZ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI