Siyaset, milletin çözüm merkezi gördüğü bir alandır.

Bu, doğru bir beklenti ve yönelimdir.

İrade veya idare millet ile bağını sürekli ve güçlü tutmak durumundadır.

Bu yol, sorunların tespiti ve ivedi çözüm noktasında değerlidir, gereklidir.

Bu yol izlenmezse çok kolay çözülecek sorunlar görmezden gelinir, görülmeyen sorunlar büyür ya da fırsatçılara fırsat doğar, alan açılır ve maalesef spekülasyonla beslenen, büyütülen sorunlar ortaya çıkar.

Devlet-millet ya da iktidar-seçmen mottolarında kopmalar ortaya çıkar.

Bu anlamda milletin sorunlarını daha etkin dile getirmek ve çözümü hızlandırmak adına hasbelkader gayretlerimiz oluyor.

Her alanda biriken çok büyük sorunlar var.

Bunlardan bir tanesi de araç sahipleriyle doğrudan alakalı.

Araç sahibi olmayı ihtiyaç değil zenginlik gören bir zihniyete dert anlatmak, dokunmak ne kadar kolay olur.. Bu bir sorunsal..!

Basın boyutuna taşımadan birey noktasında, yani çözümün tarafı olacak parti temsilcilerine durumu aksettirdiğimizden emin olun.

En son bir vekilimize danışmanı aracılığı ile sorunun ciddiyetini anlattım ancak geri dönüş kamuoyu nezdinde sorun dile getirenlere karşı haksız ve hadsiz bir tehdit dili oldu.

Yani, çözüm beklediğimiz kişiler o çözüm makamlarına layık mı? Bu onların da bugünlerde tutuştuğu bir kavga...

Gözden kaçan, trafik sigortasında ve kaskoda oluşan rant, fahiş fiyatlar milletin başka büyük bir sorunudur.

Yüksek vergilerin bile tüketiciye kaskolattırılması gibi akıl almaz bir durum var ortada.

Geçen yıl 5Bin TL civarında ödeme yapılan bir aracın %60 indirimli kasko bedeli 35 BİN TL..

300-400 TL olan trafik sigortası ise 2 BİN TL'yi aşmış durumda..

Bu giderlerin fiyatları düşürülmelidir.;

1-TÜVTÜRK muayene ücreti 2-Akaryakıt fiyatları

3-Sigorta fiyatları

4-Lastik ve yedek parça fiyatları

5-Servis ve tamir ücreti 6-Noter ücreti

7-Ekspertiz ücreti

8-Trafik ceza ücreti.

Bugün araç almaktan daha büyük bir soruna dönüşmüştür.

Araç her bireyin ihtiyacıdır ve  modern çağda lüks yaşam göstergesi olarak görülmemelidir.

Bu şekilde yaklaşarak araç sahiplerini adeta yontulacak kaz olarak görmek, göstermek bu tüketim grubu üzerinde büyük baskı oluşturmaktadır.

Bu algı ise rant gruplarına keyfi uygulamalar yapma fırsatı vermektedir.

Ülkemizde varolan sigorta kurumlarının %100 oranda yabancı menşeili olması, diğer birleşen unsurların da yabancı dediğimiz sermayenin kontrolünde olması cari açığı kapatmaya çalışan model arayışında olan insanların gözünden kaçıyor olamaz.

Bu fiyatlandırmayı kim yapmaktadır?

Kimin denetiminde bu alan?

Bir takım siyasilerin bu alanda önemli iştirakleri ve dahillikleri var mıdır?

Sorunu oluşturan taraf ile çözüm beklenen taraf  kesişen kümede mi toplanmaktadır?

Polemik ile beslenen siyaset, milletin sorunlarını polemiklerin altına gizlemekten vazgeçmelidir.

Toplumun sorunlarını muhalefetin çözüm önerilerinden yakalamayı neredeyse yöntem yapan iktidar, polemikle beslenmeyi yöntem yapan temsilcilerine, milletin sorunlarını okumayı ve aktarmayı tavsiye etmek zorundadır.

Kim kazanır, kim kaybeder tartışmaları arasında sömürülen millet ve büyük vurgunlar gözden kaçıyor.

Biz sözcüyüz, sözümüzün dinlenmesini  değil ama duyulmasını umuyoruz.