Ülkemizin sığınmacı istilasıyla mücadele etmesinin sosyal, siyasal, kültürel ve ekonomik gerekçelerini geçen haftaki yazımızda ele almıştık.

Bu haftaki konumuz belirli alanlarda alınabilecek tedbirler ve hukuki mevzuatta yapılması elzem düzenlemeler üzerine olacak.

Engelleme...

Dünyadaki geçici sığınmacıların % 20’sine ensarlık yapabilecek kadar aşımız da yok işimiz de. Artık tek bir sığınmacıyı dahi kabul etmeyeceğimizi dünya âleme duyurmalıyız.

AB ile ya da doğrudan üçüncü bir ülkeyle yapılan geri kabul ve ya maddi destek içerikli antlaşmalar derhal sonlandırılmalıdır.

Sınırlarımızdan değil insan göçmen kuşlar bile izinsiz giriş yapamamalıdır. Hudutlarımız yeniden namus hüviyetine dönmelidir.

Üretmeme…

Ekmek, su ve çadırdan ziyade cinsel arzuların, dürtülerin egemen olduğu bu ilkel kalabalığın doğurarak çoğalması engellenmelidir. Çünkü doğan her çocuk vatansız sayılabilecek ve ebeveynleri gönderilse dahi ilgili ülke çocukları kabul etmeme hakkına sahip olacaktır.

Hiç bir sığınmacının ülkemizde evlenmesine müsaade edilmemelidir.

Ülkemizde doğum yapan sığınmacılar doğumdan itibaren üç ay içinde çocuklarını vatandaşı olduğu ülkenin nüfus kütüğüne kaydedip nüfus cüzdanı çıkarmazlarsa sınır dışı edilmelidir.

Ülkemize giriş tarihinden geçerli olmak üzere ikinci doğum yapan sığınmacı kadın eşi ve diğer çocuklarıyla sınır dışı edilmelidir.

İstihdam…

Ülkemizde ki sığınmacılardan istihdam eden işveren SGK’ya ödediği prim miktarı kadar işsizlik fonuna katkı payı yatırmak zorunda olmalıdır.

Sığınmacılar geldikleri ülkelere komşu il, ilçe, belde, köy ve mahallelerimizde geçici de olsa ikamet ve istihdam ettirilmemelidir.

Sığınmacılar iş yeri açmak için en az bir Türk vatandaşı ile ortaklık yapmak zorunda olmalıdır. Açtıkları iş yerinde en az % 50 Türkiye Cumhuriyet i vatandaşı istihdam etmek şartı aranmalıdır.

Herhangi bir sığınmacıyı sosyal güvenlik sistemi gerekleri dışında, habersiz, kaçak çalıştıran işverenler ağır para ve hapis cezasıyla cezalandırılmalıdır.

Sığınmacıların ülke güvenliği için stratejik sektörlerde istihdamı yasaklanmalıdır.

İkamet…

Hiç bir sığınmacı ikamete zorunlu kılındığı idari birimin dışında gayrimenkul satın alamamalı, kiralayamamalı, iş yeri açamamalı, istihdam edilememelidir.

İkamete mecbur kılındığı idari birimin dışına izinsiz çıkanlar ülkeden de çıkarılmalıdır.

Herhangi bir yerleşim biriminde getto oluşturmaları engellenmelidir.

Zorlaştırma…

Her ne suretle olursa olsun sonradan Türk vatandaşlığı kazananlar hiç bir siyasi haktan yararlanamamalıdır.

Gayrimenkul satın alma yoluyla Türk vatandaşlığı elli yaş üzeri ve tek kişiye ait olmalıdır. On yıl süre zarfında ilgili gayrimenkulü satan ve ya kiralayanla her yıl en az üç ay ülkemizde yaşamayanlar vatandaşlıktan çıkarılmalıdır.

Hiç bir sığınmacıya Türkiye Cumhuriyet i vatandaşlarının sahip olmadığı haklar verilmemeli, pozitif ayrımcılık yapılmamalıdır.

SGK sisteminin gerektirdiği sorumlulukları yerine getirmeyen hiç bir sığınmacı devlete ait sağlık kurumlarından ücretsiz ilaç ve hizmet alamamalıdır.

Yerel yönetimler, karar almaya yetkili organlar vasıtasıyla ekonomik, sosyal ve idari kısıtlamalara başvurabilmeli, hizmetleri karşılığı negatif fiyatlandırma yoluna gidebilmelidir.

Evlilik yoluyla yılda bin kişiyi geçmemek istisna olmak kaydıyla hiç bir sığınmacı Türk vatandaşlığına kabul edilmemelidir.

Sığınmacı çocukları özel okullarda ve paralı eğitime zorunlu tutulmalıdır.

İade…

AB ile ya da diğer ülkelerle yapılacak her antlaşma ülkemizdeki sığınmacı sayısını azaltmayı amaçlamalıdır.

Ülkemizle kara sınırı bulunmayan sığınmacılar kayıtsız şartsız geri gönderilmelidir.

Ülkemizle kara sınırı bulunan ülkelerden gelen 18- 50 yaş arası engelsiz erkek sığınmacılarda en kısa sürede uğurlanmalıdır.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti ne, kurumlarına, yöneticilerine; Türk Milleti’ne, milli ve manevi değerlerine yazılı, sözlü ve fiili sadakatsizlik gösteren sığınmacılar aile fertleriyle derhal sınır dışı edilmelidir. Sahip oldukları menkul ve gayrimenkuller hazineye devredilmelidir.

Sığınmacılara yapılan uluslararası yardımlar geri dönüşlere teşvik amaçlı kullanılmalıdır.

Kendi ülkesine çocuğunun vatandaşlık işlemleri dışında diğer ülkelere her ne suretle olursa gidenlerin geçici sığınma hakları iptal edilmelidir.

Görün bakalım o zaman el mi yaman bey mi!