![]() |
Tweet |
Sadece Trabzon’un değil, büyükşehirlerin sorunu; her kuvvetli yağmur sonrası tıkanan logarlar, selde taşan yollar, elektrik kesintileri… Bunlar birer doğa olayı değil; insan eliyle ertelenmiş sorumlulukların faturası.
Bir yanda “gelişen şehirler” vurgusu, diğer yanda çöküşe yakın altyapı sistemleri.
Çünkü altyapı görünmezdir. Oy getirisi düşüktür, açılış kurdelesi yoktur, fotoğraf vermez. Bu yüzden bazı yerel yöneticiler, “göze görünmeyen” bu yatırımları ertelemeyi tercih eder. Oysa bir kentin gerçek gelişmişliği ve güzelliği, vitrininde değil, yerin altındadır.
Bir şehir kanalizasyonuyla, içme suyu şebekesiyle, yağmur suyu hatlarıyla, doğal gaz sistemleriyle, elektrik ve internet altyapısıyla yaşar. Bu yapı sağlam değilse; ne üstündeki kaldırım güvenlidir, ne apartmandaki yaşam konforludur. Ve işin daha acısı, bu eksiklik yalnızca konforu değil, doğrudan sağlığı, güvenliği, hatta hayatı tehdit eder.
Belediyecilik süslemek değildir. Çöken yolları, patlayan boruları, tıkanan mazgalları süsleyemezsiniz. Ancak çözebilirsiniz.
Ve ne gariptir ki, altyapıya yapılan yatırımın hesabı genelde sorulmaz. Oysa en pahalı ihmal, altyapıda yapılan ihmaldir. Geç kalınmış bir kanalizasyon yatırımı, onlarca hastalığı tetikleyebilir. Eksik bir yağmur suyu hattı, milyonlarca liralık taşkın zararına yol açabilir.
Şehirlerin en yalın hali, yağmurla ortaya çıkar. O an kimin görevini hakkıyla yaptığı, kimin sadece vitrinle meşgul olduğu su gibi görünür.
Bu yüzden bir belediye başkanını tanımak istiyorsanız, onun açılış konuşmalarını değil; yağmurdan sonraki kentini izleyin.
Çünkü şehirlerin altyapısı, belediyelerin yüz akıdır. Ya da yüz karasıdır.
Dolayısıyla yağmurun kendisiyle değil, sonuçlarıyla yüzleşmeliyiz.
Yerel yönetimlerin işleyişi…
Belediyelerin Merkezi yönetimle uyum sorunları.
Bazı büyükşehir belediyeleri ile merkezi hükümet arasında siyasi gerilim olduğunda, projelere izin çıkmıyor ya da kaynak aktarılmıyor. Böylece altyapı yatırımlarına siyasetin gölgesi düşüyor. Yani sel bir doğa olayı olmaktan çıkıyor, bir siyasi sonuç hâline geliyor.
Veri eksikliği ve bilimden uzak planlama.
İklim krizine bağlı yağış düzenleri değişiyor ama birçok belediye hâlâ eski verilere göre hesap yapıyor. Bu yüzden kapasitesi düşük altyapılar, yeni iklim koşullarına uyum sağlayamıyor. Sorun sadece teknik değil, aynı zamanda bilimden uzak bir anlayışla yönetilen süreç oluyor.
Şeffaflık ve Denetim Eksikliği.
Birçok belediye, emeğini ve gelirlerini günü kurtaran projelere harcıyor.
Yapılan altyapı ihaleleri, çoğu zaman kamuoyundan uzak, teknik denetimden yoksun şekilde yürütülüyor. imar planları ve rant gibi gelir alanları, genellikle özel sektör ya da merkezi otoriteye yönlendiriliyor…
Müteahhitlerle yapılan işler şeffaf değil, hesap sorulabilirlik yok.
Altyapı projelerinde şeffaflık yoksa, kalite de olmaz. Siyasi ilişkilerle alınan ihaleler, liyakatsiz uygulamalar ve denetimden kaçırılan işler daha ilk yağmurda çöküyor.
Su, her şeyi temizler derler ama bazen kirlenmiş sistemleri de ortaya çıkarıyor.
Sonuç olarak; Şehirleri sadece “inşa edilecek yerler” olarak değil; aynı zamanda yaşanacak, yaşatılacak mekânlar olarak görmek zorundasınız. Altyapı; kaldırım taşından, dekoratif parktan önce gelir. Mevcut gelirin etkin kullanılmaması, kaynak israfı ya da yolsuzluk iddiaları yerel yönetimlerin gelir problemini derinleştirirken, güven problemi DE yaratıyor.
Halk artık vitrin değil, gerçek hizmet ve şeffaflık istiyor.
başakşehir escort ,ikitelli escort ,güneşli escort ,kayaşehir escort ,bağcılar escort ,esenler escort ,eyüp escort ,güneşli escort ,kumburgaz escort ,topkapı escort
beylikdüzü escort ,istanbul escort ,beylikdüzü escort ,ataköy escort ,esenyurt escort ,avcılar escort ,bakırköy escort ,esenyurt escort ,esenyurt escort ,avcılar escort ,beylikdüzü escort