Dün gece rakibe değil futbol felsefesine yenildik. Rakibe yenilmedik çünkü iki siyahi  dışında bordo mavili hayal kurduracak kalite ve kalibreye sahip futbolcuları yoktu.

Belli ki kıt imkanlarla derledikleri on beş yirmi civarı vasat genci rasyonel oyun, senkron hareket ve kolektif başarıya ulaştıracak bir felsefenin süzgecinden geçirmişler.

Hani Avcı’nın maç öncesi ve sonrası kullandığı didaktik edebiyatının bir Alman menejer tarafından neşredilmiş klasiği gibiydi Avusturya takımı.

Abdullah Hoca’nın yıllardır ekranlara, mikrofonlara anlattığı sistemini, felsefesini, organizasyonunu futbolculara özümsetememesi de ilginç doğrusu. Hocam biz yediden yetmişe ezberledik hayallerinizi. Hayalperestiniz olduk.

Siz her yıl yarısını yenilediğiniz futbolcu normuyla değişmeyi, dönüşmeyi, gelişmeyi belli ki başaramıyorsunuz. Bu durumun sizden bağımsız kentsel, ekonomik, sosyal ve psikolojik zorlukları hatta imkansızlıkları da olabilir. İlahi Hocam bir transfer dönemi de değişmiş, gelişmiş, dönüşmüş futbolcu alsanız, aldırsanız ya!

Okay, Ozan, Mendy, Lundstram ve Umut tan  oluşan ortasaha normuyla bir orkestra tanzim etmek mümkün değildir. Çünkü hepsi aynı tür enstrümanlardır. Açalım. Şut tehditleri yok Ozan hariç, dripling kabiliyetleri yok, adam eksiltme becerileri yok, ikiye bir yapamazlar, araya bırakamazlar, hızlı değiller, sert değiller Okay hariç. Eee bu beşlinin yarısı israf değil mi Hocam?

Draguş adında bir santrafor aldık. Kullanım kılavuzunda geçiş oyunları, geniş alan ve adam eksiltme garantisi var. Biz onu set oyununda ve dar alanda kullanırsak dün geceki performansa mahkum ederiz. Oynadığımız oyunun santraforu Enis Destan olmalıdır. Bir ara Nwakaeme’yi o alanda, görevde izledik. Galiba bir Zaha vakasıydı. Değilse çok komik.

İlk oyuncu değişikliğinin ardından önce Lundstram’ın çıkınca Mendy’nin katılımıyla üçlü sisteme döndük. Belli ki skora bağlı çok döneceğiz. Lakin üçlüye dönünce Eren ya sol stoper olur ya da kulübede. Diğer bek Pedro da uygun değil ama Erenle asla olmaz.

Saviç henüz hazır olmayan ama  a klas bir donanım. Bu haliyle de fena değildi. Visça son çeyreğe kadar mükemmeldi. Cihan sol şeritte sırıttı. Trezeguet dar açılı bir perspektif olsa da takımın tek atletik performansı. Oynamalı. Oynadığında da fark yarattı.

Rapid Wien’i bu haliyle, bu halimizle elememiz çok çok zor. Bir mucize bekleyeceğiz.

Maç spikerinin seyirciyi kin ve düşmanlığa tahrik ettiği maçın hakemi kusursuzdu. Teknik, taktik, didaktik...