Trabzonspor, son derece kötü geçen bir sezonun en değerli maçında en ruhsuz oyununu oynayarak Kupa’yı Galatasaray’a hediye etti! Hediye etti diyorum çünkü lig maçından bile daha kötü bir oyunla rakibine teslim oldu.

Oysa ki çarşambanın gelişi cumartesi gününden belli olmuştu.

Süper Lig’de ezeli rakibine karşı kupa finalini de düşünerek (!) rotasyonla çıkan ve hatta maç sonrası “Kupa maçı daha farklı olacak” diye mesaj veren Fatih Tekke adeta çuvalladı.

Cumartesi günü Trabzon’da yenemediği ve yoramadığı rakibini Gaziantep’te yenmeyi düşünüyordu Fatih Hoca…

Trabzon’daki hesap Gaziantep’te tutmadı. Kupa finalinde geçen yıl olduğu gibi bu yıl da kaybetti Trabzonspor.

Aslında 3 yıldır kaybediyor Trabzonspor. En önemlisi de marka değeri kaybediyor. Kaybediyor da gören gözler görmez oluyor maalesef…

Trabzon şehri, istediğini alma noktasında hırslıdır, inatçıdır, iddialıdır. Ancak son birkaç yıldır her alanda olduğu gibi futbol markası olan Trabzonspor konusunda da basireti bağlanmış bir şehir haline geldi.

Trabzonspor yönetimi ekonomik anlamda (bazı soru işaretleri olsa da) büyük fedakarlıklara imza atıyor olabilir. Ancak sportif anlamda başarı gelmeyince hiçbir anlamı olmuyor.

Şehirdeki hırs, inat ve iddianın yüzde biri bile yok takımda...

Sanki Trabzonspor şampiyon olmuş, acayip harika bir sezon geçirmiş, Ziraat Türkiye Kupası olmasa da olur havasında bir maç oynadı!

Galatasaray ise şampiyon olmamış, çok başarısız bir sezon geçirmiş ve Türkiye kupasını alırsa taraftarının da gönlünü kazanacakmış gibi oynadı.

Oysa tam tersi olmalıydı.

Hakeme gelince; kritik hataları vardı. Verilen, verilmeyen kartlar ve faullerle Trabzonspor’a karşı niyetini zaten göstermiş oldu.

Sıfır çekilmiş koca bir sezon.

Futbolcular, hocalar değişiyor ama başarı gelmiyor ise artık yönetim gereğini yapmalı.

Yoksa gerisi hikaye…