Futbolun uzun tatili dün gece Slovakya’da sona erdi. Yeni umutların, taze heyecanların, anlık mutlulukların, öfkelerin, pişmanlıkların sezonunu Avrupa’da açtı Trabzonsporumuz.

Rakibimiz muhtemelen, Zilina Komando Taburu’nda görev yapan bir binbaşı tarafından seçilmiş uzun boylu, kalın kaslı, güçlü ve sağlıklı gençlerden kurulu ama futbola aktivasyonu temel yeterlilik seviyesinde bulunan gençlerden oluşturulmuş.
Teknik donanımları kara futboluna elverişsiz olduğu için duran veya hareketli hava toplarıyla hücum yapma ve var güçleriyle kalelerini savunmak dışında herhangi bir taktik opsiyonları olmayan bir ön eleme takımı vardı karşımızda.
Böyle ısmarlama bir takım karşısında bile zorlanan, horlanan, tel tel dökülen bir performans beklemiyorduk açıkçası.
Sezon başıdır, yorgundur, argındır, eksiktir edebiyatında akademik kariyer yapmış bir taraftar topluluğunu aldatmanın, oyalamanın anlamı yok.
Kaptanın, rezillikten ve sefillikten alıkoyduğu dünkü kadro geçen yıl yaka silktiğimiz kadronun bile çok gerisinde.
Zaten sınırlı yetenekleri ile hasbelkader bordo mavi formayı kuşanan Bardhi, Umut, Eren, Denswil, Baniya ve Mendy gibi futbolcuların üstüne formsuz halleri düşman başına.
Yeni transferlerden Lundstram suya sabuna, topa, rakibe dokunmadan maçı bitirdi. Berat’ın kısa pas hızı ve kalitesi daha iyi olanı gibiydi. Ekspertiz raporunda sert, güçlü ve şutör olduğu yazılıyordu oysa. Umarım dün seyrettiğimiz tarzda değildir. Yoksa acilen bir altı numara transferi gerekir.
Ozan Tufan orjinal mevkiinde oynamasa da orjinal kilosunda oynamaya çalıştı. En azından kalite ve performansından şüpheli değiliz.
Draguş, Trabzonspor’un hedef santraforu olamayacak kalitede. Kanat forvet ya da ikinci santrafor manasında alçak beklentilerin öznesi olur, kalır.
Defans hattına yapılan takviyelerin Saviç dışındakiler muamma. Lakin bu takımın üçe beşe bakılmadan alınacak iki tane a plus orta saha oyuncusuna ve bir pivot santrafora acilen ihtiyacı var. Aksi halde geçen yılı bile özlemle yadederiz.
Uğurcan’ı, Visca’yı ve Cihan’ı alınlarından öpmek gerekir. Özellikle Cihan’ın golü mükemmeldi. O şuta teşebbüs bile takdire değer.
Çile bülbülüm çile şarkısını en güzel kim söylüyordu!!!