Bu sefer yazıma direkt hakemle başlayacağım.

Burak Pakkan denilen operasyon çocuğu hakem bir maçı göz göre göre nasıl katleder bu akşam bunu görmüş olduk.

Artık bu hakem kararları hata olmaktan çıkmıştır tam bir operasyon haline dönmüştür. Hem de Futbol Federasyonu Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu’nun Trabzonlu ve de Trabzonsporlu olmasına rağmen. Evet, İbrahim Hacıosmanoğlu federasyon başkanı seçildiğinde sevinen Trabzonsporlular neredesiniz?

Hacıosmanoğlu’nun kendisine faydası yok ki Trabzonspor’un liğme liğme doğranmasına engel olsun, bakınız biz bu filmi Haluk Ulusoy zamanında yine izlemiştik. Olayın kahramanları farklı olsa da senaryo aynı, bu gidiş kümeye doğru yön almıştır. Zaten oyun olarak Adanademirspor’dan bir farkımız yok. Psikolojik olarak zaten darma duman olduk ,ikinci yarı transfer yaparak toparlanırız diye düşünerek kurtuluşu transferlerde görmek te para etmez.

Hakem Burak Pakkan, Cihan’a yapılan faulü es geçerek devamındaki çok hafif dokunmayı viçdansız bir kararla penaltı olarak değerlendirdi.

Yediğimiz ikinci golde golü atan futbolcunun pozisyon başlangıcı ofsayt ancak tekrar gösterilmedi. Bitmedi Hüseyin’in ayağına kırmızı kartlık basmayı es geçti. Muhammet Cham’ın krampon vasıtasıyla şortunun poposundan çıktığı pozisyonu es geçti. Yine kötü oyuna rağmen Enis Destan’ın attığı golde bir faul uydurarak vicdansızlıkta zirve yaptı. Oysa o pozisyonda Bagatov’a yapılan faul çok daha şiddetli idi. Birçok ikili mücadelede uyduruk fauller vererek oyunun temposunu düşürdü.

Bunları söylerken Alanyaspor’lu Yusuf’a verdiği ikinci sarıdan kırmızı da çok haksızca idi.

Bütün bunları yazdık kötü oyunumuzu es geçeceğimizi düşünmeyin.

Trabzonspor başkanı, yönetimi, hocası ve futbolcu kadrosuyla tam bir psikiyatrik vaka haline gelmiştir.

Bugün seçim var ve tek başkan adayı var, maalesef tek bir kişiye kaldık. Koca Trabzonspor’u yönetmeye talip başka bir başkan adayı yok, gerçi olsa ne olacak ki Trabzonspor öyle bir hale geldi ki başkan kim olursa olsun siyasetin oyuncağı haline geldi. Oysa ki Trabzonspor siyaset üstü bir futbol kulübü olmalı diye düşünüyorum ancak bu ihtimali de sıfır olarak görüyorum. İnsanlar futboldan gittikçe soğuyor nedeni de sonuçların oynanmadan manüple edilmesidir.

Bütün bu saydıklarım sahanın dışında olan etkenlerdir.

Gelelim sahanın içine…

Şenol Güneş’e sesleniyorum; bu takımın futbolcu kadrosu üç aşağı beş yukarı bu ancak bu kadro sahaya ruhunu koymuyor. Her ne kadar futbol potansiyeli kısıtlı olsa da futbolun temel ilkesi olan mücadele hırsı, rakibe yakın oynama, temaslı oyun, önde basma, rakibin dönmesine engel olma, arkadaşlarıyla yardımlaşma, adam paylaşma gibi temel olguların hiç birini beceremiyor. Bir hoca olarak bu becerileri futbolcularına kazandıramıyorsam orada işin ne?

Bir takım 1-0 öne geçince bu kadar mı gevşek oynar.

Sen hoca olarak saha kenarında yırtınacaksın ki futbolcu da senden enerji alacak. Her top Uğurcan’a atılacak o ileriye vuracak Banza çıkacak pozisyon olacak böyle çağ dışı futbol ile kimseyi yenemezsin.

Ey Trabzonspor kadrosunda oynayan sözüm ona profesyonel futbolcular, aldığınız paranın karşılığı mücadeleyi gerektirir, rakip futbolcular kadar mücadele etmezseniz sonuç her zaman hüsrandır.

Simon Banza profesyonel ve milli takım futbolcusu olabilirsin ancak maç 1-1 iken o topu Draguş’a atacaksın ve takım 2-1 öne geçecek. Sen bir gol daha fazla atacaksın diye fantazi yapmaya hakkın yok.

Ben hoca olsam seni o dakika dışarı alırdım, vermediğin gol pası bir mağlubiyete sebep olmuştur.

Aslolan Trabzonspor’dur senin atacağın gol değil.

Tıpkı Göztepe maçı gibi, koca bir yarım saati heba ettik. Yavaş oyunla 11’e 10 değil 11’e 8 de oynasan pozisyon bulma şansın yok. Bu kadar düşük tempo ile sabaha kadar oynasak çok ta bir şey değişmez idi.

İşin en acı veren tarafı da bu kadar hakem rezaletine rağmen hiçbir şey olmamış gibi maçtan sonra hakeme saha içinde tepki göstermeyen teknik heyet ve futbolcuların olması. Oysa olması gereken o hakeme orada sahayı dar ederek hesap sorabilmek olmalıdır.

Kim bilir yönetimin hesabı başka olabilir belki de takımı çok daha kötü durumlara düşürerek yabancılara satış için kamuoyu oluşturmaya çalışıyor olabilirler.

Her ne olursa olsun tablo çok vahim bu tablodan tek başına başkan, tek başına Şenol Hoca ve sadece futbolcular ile çıkmak mümkün değildir. Öncelikle Başkan toz pembe gösterdiği ekonomik durum ile ilgili hikâye okumayı bırakacak. Paraya kıyacak ve en kalitelisinden bir santrafor, bir sekiz numara, iki kanat ve de hızlı bir stoperi gavur borcu yapıp bu takıma kazandıracak. Bu da yetmez MHK’ye bütün bu rezilliklerin hesabını soracak.

Şenol Hoca eğer devam edecekse bundan  sonra Trabzonspor formasını hak etmeyen en az 10 futbolcuya bir daha o formayı vermeyecektir.

Ruhu ve beyni burada olmayan ne kadar futbolcu varsa kadro dışı bırakılmalıdır. Gerekirse U19 ile sahaya çıksınlar ancak adam gibi mücadele etsinler. Biz taraftarlar her ne kadar içimiz kan ağlasa da ilk yarının sonunu sabırla beklemekten başka yapacak bir şeyimiz yok…