Türkiye’deki dış politika uzmanlarının, siyasetçilerin, akademisyenlerin, gazetecilerin dünya siyasetinde yaşanan olaylara ilişkin yorumları ve yaşananları analiz etme biçimleri basını ve televizyon programlarını iyi kötü takip eden halk kesimleri tarafından aşağı yukarı biliniyor. Bu yazımızda biz de dünya siyasetine meraklı Trabzonlu yerel bir gazeteci olarak dünya reel politiğinde neler yaşandığına, gerçekte neler olduğuna ve bütün bunların nasıl yorumlanması gerektiğiyle ilgili bir denemede bulunacağız. Anlatacağımız çerçeve genelde komplo teorileri-komplo teorisyeni ekseninde tartışılsa da bu şekilde damgalanmayı göze alarak tahlilimize geçmek istiyoruz.

Biz şahsen dünya reel politiğinin Matrix filmleri üzerinden şekillendirildiği kanaatini taşımaktayız. Bu anlamdaki tahlile geçmeden önce Akademisyen Ramazan Kurtoğlu’nun Evanjelizm kitabında yer verdiği ve Matrix filmlerindeki karakterlerin ne anlama geldiği, kimi temsil ettiğine ilişkin kısa bir alıntı yapmak istiyoruz:

"Matrix, insanlığa 20. asrın sonları dünyasının kusursuz bir kopyasını sunan bir sanal dünya programıdır. Matrix beyin etkili bir simülasyondur. Matrix yapay zekanın insanları yaşadıklarına inandırdıkları suni bir dünyadır. Gerçekte Neo seçilmiş kişidir burada ona Hristiyan inancındaki İsa Mesih ve Yahudilikteki Mesih misyonu yükleniyor.

Matrix üçlemesindeki karakter ve kavramlar ise şu anlama geliyor:

Neo: İsa.. Seçilmiş kişi. Filmde bir ara ölüyor ancak iki dakika sonra diriliyor. Filmin sonunda Neo havalanır ve şehrin üstünden gökyüzüne yükselir.

Trinity: Biri oluşturan üçlü. Tanrı, oğul ve kutsal ruh. İncil kaynaklı..

Morpheus: Yunan mitolojisinde rüya tanrısı. Vaftiz Joe İsa'nın geleceğini müjdeleyen insan. Bilge kişi. Hıristiyanlıktaki ve Yahudilikteki Mesih inancı..

Cypher: İsa'yı askerlere 30 gümüş karşılığı ihbar eden havari Judas..

Zion: İncil'de zikredilen Tanrı'nın şehri..

Ajan Smith ve diğer ajanlar Şeytan'a göndermedir.

Evet dolayısıyla dünya siyasetinde bizce olan biten her şey Tanrı’nın şehri Zion’un (Siyon) düşüp düşmeyeceği meselesi üzerine kuruludur. İsrail’in Gazze’de yaptıklarından, ABD’nin İsrail’e verdiği koşulsuz desteğe kadar bütün yaşananlar bizce bu çerçevede değerlendirilmelidir. Matrix filminde Neo yani İsa Mesih üçlemenin sonunda Zion’a sızıp burayı düşürmeye çalışan Ajan Smith yani şeytanla amansız bir kavgaya girişmiş, en sonunda ise Ajan Smith’e dönüştükten sonra kendisini feda ederek diğer ajanların da yok olmasına sebebiyet verip Zion’u düşmekten kurtarmış ve Matrix’te barış sağlanmıştı.

Dünya siyasetinin merkezinde yer aldığına inandığımız Matrix filmlerinden yola çıkarsak bizce de günümüzde Siyonizm, Tanrı’nın şehri Zion’un (Siyon) düşüp düşmeyeceğini merak etmekte ve bu düşüşün önlenmesini eğer engelleyebilirse Neo’nun yani İsa Mesih’in gelişine endekslemiş vaziyettedir.  Ajan Smith ve diğer ajanlar yani Şeytan-lar ise bizce dünya genelinde daha çok komplo teorileri ekseninde tartışılan Satanist bir yapılanma olan İlluminati’yi işaret etmektedir. Söz İlluminati’ye gelmişken Albert Pike’ı anmamak olmaz. Albert Pike 1871 yılında kaleme aldığı ve bir diğer mason üstadı olan Guisappe Mazzini’ye yazdığı bir mektubunda 1. Dünya Savaşı sonunda Rusya’da bir ateist devletin kurulması gerektiğini, 2. Dünya Savaşının Faşistler ile Yahudiler kavgasından çıkarılmasının lazım geldiğini ve sonunda Filistin’de bir Yahudi devletinin kurulmasını yazan kişidir. Pike bir de 3. Dünya Savaşı’ndan bahsetmektedir.

Mektubun varlığı yokluğu ve nerede bulunduğu daima tartışma konusu olmuşsa da, bu mektuptaki fikirlerin, önerilerin hayata geçirildiği göz önüne alınırsa her daim dikkate almakta yarar var…

Gelelim Pike’ın mektubunda yer verdiği 3. Dünya Savaşı’na.. Bu sefer sözü Pike’a bırakalım ! Turgut Gürsan’ın Dünyanın Gizli Tarihi isimli kitabında da yer verdiği bu mektubun metninde Pike aynen şu ifadelere yer veriyor:

"Üçüncü Dünya Savaşı İlluminati Ajanlığı vasıtasıyla Siyonistlerle İslam aleminin liderleri arasındaki farklılıklar kullanılarak kışkırtılmalıdır. Savaş, İslam dünyası ile Siyonizmin-İsrail devleti- birbirlerini karşılıklı olarak tahrip ve yok edecekleri bir tarzda yürütülmelidir. Bu hususta bir kez daha bölünmüş olan diğer milletler de aynı zamanda komple fiziksel, ahlaki, spritüel ve ekonomik tükeniş noktasına kadar savaşa zorlanacaktır. Ateistleri ve nihilistleri teşvik edeceğiz. Bütün dehşeti içinde milletlere açıkça, vahşiliğin ve çok kanlı bir karmaşanın kaynağı olan mutlak ateizmin etkisini göstereceği muazzam bir içtimai felaketi maniple edeceğiz. Daha sonra her yerde, kendilerini dünyanın azınlıktaki devrimcilerine karşı savunmak mecburiyetinde olan vatandaşlar bu medeniyet tahripçilerinin kökünü kazıyacaktır. Hristiyanlıktan hayal kırıklığına uğrayan ve Allah'a yönelik ruhları o andan itibaren pusula ve rehberden mahrum kalan, bir ideali şiddetle arzulayan fakat neye inanacağını bilmeyen kitleler en sonunda kamuoyuna sunulacak olan Lucifer'in saf doktrininin evrensel manifestosu vasıtasıyla gerçek ışığa kavuşacaktır"

Kim dünya siyasetinin ve Ortadoğu’daki gelişmelerin bu mektupta yer verilen şekle doğru gitmediğini iddia edebilir? Önümüzdeki yıllar çok ciddi olaylara gebe.. Tahlilimize devam edersek Siyonizm Matrix filmine atıfla Zion’un düşüp düşmeyeceğini Neo’nun gelip gelemeyeceğini halen daha günümüzde takip etmektedir. İlluminati (Matrix Ajanı) ise Neo’nun kendisini durduramayacağından, böyle bir insanın yaşamadığı iddiasından hareketle Zion’u düşürmeye, Siyonizm’i tarih sahnesinden silmeye çalışmaktadır.

ABD desteğindeki İsrail ve Siyonizm Gazze’de son 8 ayda yaptıklarıyla Pike’ın öngördüğü 3. Dünya Savaşı’nda yaşanacak İslam ülkeleri-Siyonizm(İsrail) savaşını tetiklemeye çalışmakta, ön hazırlığı yapmakta, havayı bu ortama uygun şekle getirmekte, Allah’ı da Neo’yu(İsa Mesihi) göndermeye zorlamaktadır.  Öte yandan Matrix Ajanı İlluminati ise bizce ABD Başkanlık seçimlerinden sonra bu dünya savaşını başlatmakta kararlı bir şekilde insanlığı Zion’u düşürerek Lucifer’in ışığıyla aydınlatmaya gayret göstermektedir.

Bütün bunlardan yola çıkarak ise son tahlilde şunu söyleyebiliriz. İnsanlığın ve özellikle inananların tek umudu İsa Mesih’in gelmesidir. Mesih’in gelmediği seçenekte Zion düşecek, Siyonizm-İsrail ve İslam ülkeleri birbirini yok edecek ve bu da dünya savaşı sayesinde tesis edilecektir. Bunun organizasyonunu yapacak olan İlluminati ise savaşı her iki taraf birbirini yok edecek tarzda idare ettirecek ve sonunda Pike’ın mektubunda yer verdiği Lucifer’in evrensel manifestosu ile insanlığı buluşturacaktır. Allah korusun ! İnşallah en kısa zamanda Mesih ortaya çıkacak ve bu şeytani yapı olan İlluminati istediği amaca ulaşamayacaktır. Dualarımız Mesih için, onun gelmesine yöneliktir !