En son ne zaman rahat bir maç seyrettiğimi hatırlamıyorum. Neden böyle olduğunu anlamak zor değil. Ne zaman rahat bir maç izleyeceğiz o da belli değil.

Trabzonspor sahasında dört gol atıyor ama futbol olarak küme düşmüş Alanyaspor’dan biri Uğurcan, biri Ali Şansalan biri de Sporar’dan olmak üzere üç gol yiyor.

Hiç kuşkusuz Trabzonspor’da düzelen bir çok problem var ancak kronik rahatsızlıklar devam ediyor.

Önce olumlu şeylerden bahsedelim…

Öncelikle hücum zenginliği artmış, takım daha çok gol pozisyonuna giriyor ve daha kolay gol buluyor. Futbolcular daha özgüvenli oynuyor. Bu da futbolun kalitesini artırıyor. Yardımlaşma, sorumluluk alma gibi parametreler de olumlu şeyler oluyor. Kısaca takımda bir toparlanma var.

Olumsuz olanlara gelirsek…

Taraftarı Papara Park’tan uzaklaştıran yan pas, geri pas gibi sevimsiz oyun şekli… Hala çok can sıkıyor; orta sahadan kaleciye geri pasın ne faydası olduğunu ben çözemedim. Bu konuda teknik direktör Fatih Tekke’den makul ve mantıklı bir cevap bekliyoruz.

İkinci olarak ise Abdullah Avcı futbolundan bıktık ama Fatih Hoca ısrarla oyunu geriden kurma yanlışlığına devam ediyor. Bu oyun sisteminin yapı itibariyle çok riskli olduğunu ve büyüğüm diyen bir takıma yakışmadığını herkes görüyor ama Fatih Hoca görmüyor.

Yediğimiz ilk gol haftalardır beklediğimiz acaba ne zaman yiyeceğiz dediğimiz gol. Uğurcan bu oyun sistemindeki ilk hatasını yaptı ve golü de yedik. Bu sistemle oynamaya devam edersek biraz daha dişli takımlardan her an yiyebileceğimiz gollerin sırada beklediği gerçeğini de unutmayalım.

Büyük takımlar böyle oynamamalı. Bu oyun şeklini uygulayabilecek çok kaliteli kadrolarınız yoksa bu oyun şekli potansiyel hezimet barındırıyor.

Bireysel performanslara gelelim…

Uğurcan ilk defa skora olumsuz yansıdı, yediğimiz gol tamamen onun eseri.

Mustafa eski maçlarını arattı.

Malheiro bir iyi bir kötü, bunu maç içinde de yaşıyor. İlk yarı iyi idi ikinci yarı zaman zaman oyundan düştü.

Batagov çok iyi ancak yavaş bir stoper.

Okay’ı başarısız buldum.

Keza Mendy ve Ozan da vasattı ancak en fazla hayal kırıklığı yaratan Visca idi.

Ve o Visca dışarı alınması gereken ilk futbolcu olmasına rağmen ısrarla sahada tutuldu.

Maçın kahramanı Zubkov oldu. Attığı ve attırdığı gollerle maçın sonucunu belirledi.

Ukraynalılar çetesinin komutanı gibi idi.

Batagov, Sikan ve Zubkov artık Trabzonspor’un Ukrayna Çetesi’ni oluşturuyor ve Zubkov artık Trabzonspor’un kilit çözen kahramanı olmuştur. Bu günkü performansı ile ‘Nwakaeme yoksa Zubkov var’ der gibi idi.

Hakem Ali Şansalan bu şansı nereden alıyor, ona hakemlik için şans veren kim bilmiyorum ama hakemlik yapmayı kesinlikle hak etmiyor. Visca’nın eline çarpan topa penaltı hükmü vermek resmen cinayettir.

Akşam Bodrumspor- Samsunspor maçında verilmeyen penaltıları görünce bu akşam Trabzonspor aleyhine verilen penaltıya gülmekten başka bir tepki

Bulamıyorum. Yine ikinci yarının ortalarında Sikan’a yapılan pozisyon faul ve kırmızı kart gerektirdiği halde cezasız kalmasına da gülüyorum. Gelecek sezon için en büyük endişelerimden birisi de ne kadar iyi kadro kurarsan kur elde edeceğin başarı tamamen hakem performansı ve inisiyatifine bağlıdır.